Gustave Klimt-Mother and Child/1905
“Çocuğun doğası anneye bağlıdır.”
John Bowlby
Doğum sonrası depresyon, doğumu takip eden ilk bir iki hafta içinde belirti veren ve bir yıl kadar sürebilen bir psikiyatrik bozukluktur. Doğum sonrası dönemde ebeveynler, bebeğin yeterli bakımını sağlayabilmek, yeni rollerine alışabilmek için çaba harcamak ve sorunlarla baş etmek durumundadırlar. Bu dönem aile için stresli bir dönemdir. Bebek bakımında annenin sosyal desteğinin olmaması, planlanmayan gebelik olması, doğum sonrası komplikasyon gelişmiş olması, aile içi şiddetin varlığı gibi durumlarda doğum sonrası depresyon riski artmaktadır.
Doğum sonrası depresyon belirtileri nelerdir?
Kendini değersiz hissetme
Suçluluk hissi
Hayattan zevk alamama
Yeme bozuklukları (az ya da çok yeme)
Uyku bozuklukları (az ya da çok uyuma)
İçe kapanma
Unutkanlık
Enerji ve motivasyon kaybı
Bebeğinin sağlığı için yoğun endişelenme ya da bebeğe ilgisizlik
İsteksizlik, bu belirtilerden bir kısmı olarak sayılabilir.
Doğum sonrası depresyon tedavisi için neler yapılabilir?
Öncelikle annenin sosyal desteğinin sağlanması önemli. Tedavide anneye bilişsel davranışçı terapi, kişilerarası ilişkiler psikoterapisi uygulanabilir. Zorunlu kalındığı durumlarda kar/zarar riski hesaplanarak ilaç tedavisi düşünülebilir.
Annenin depresyonunun tedavisi hem anne için hem de bebek için önemlidir. Sadece anne değil bebek de annenin ruhsal bozukluğundan olumsuz etkilenir. Bu nedenle kendinizde doğum sonrası depresyon olduğunu düşünüyorsanız, psikiyatri polikliniklerine başvurmanız sizin ve bebeğinizin sağlığı için mutlaka önerilir.
Unutmayın!
Doğum sonrası depresyon yaşıyor olmanız iyi bir anne olmadığınız anlamına gelmez. Herkes doğum sonrası depresyon yaşayabilir. Önemli olan durumu fark ederek, depresyonun ilerlemesini önlemektir.