Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Levent AKTAŞ


DÜĞÜNLERİ ABARTMAYIN!

DÜĞÜNLERİ ABARTMAYIN!


Tüm dünyanın son bir buçuk yılını evimizde hapis hayatı yaşadığımız ve 1 Temmuz itibariyle normalleşmeye geçmemizin ardından söz, nişan, nikah ve düğünlerin ardı arkası kesilmiyor bilmiyor.

Hayatımızın en mutlu günü olarak gördüğümüz, günlerce hazırlık yaptığımız bu tür günler son zamanlarda oldukça abartılı olmakla beraber, harcamamızın da dozunu kaçırdığımız günlere döndü.

Ailelerin tanışması, kıza evlilik teklifi için ayrı mekan tutulması, kız isteme, söz için ayrı elbise, nişan için ayrı elbise, davullu-zurnalı, çalgılı konsept ve akla gelebilecek daha neler neler…

Tüm bu kadar masrafla en az bir düğün kurulabiliyor.

Düğüne sıra gelmeden sırada o kadar çok abartı var ki, aileler birbirlerinin maddi durumlarını hiç sorgulamadan özellikle kız evi ‘yangından mal kaçırırcasına, ya da düğünden önce her istediğimizi aldıralım, daha sonra alınmaz’ düşüncesiyle kız ne istiyorsa hepsini erkek tarafına yaptırmak istiyor.

Durum böyle olunca ya bu evlilik olmuyor ya da olursa aileler birbiriyle kırgın olarak mecburi dünür- akraba oluyorlar.

Düğün öncesi yapılan ve istenen istekler ise hiç bitmiyor. Kimisi kendi evinde hiç görmediği eşyalardan tutun da, erkek tarafından damadın işini sorgulamadan, maddi güçlerinin olup olmadığını bilmeden ‘evi olacak, arabası olacak’ diye tutturuyor. Bazen de çok şey istendiği için aileler bu tür evliliklerden vazgeçebiliyor. Hani nerede kaldı sizin aşkınız, sevgi ve saygınız? Demek ki, sizin sevginiz paraya, mala, mülke dayanıyormuş diyebiliriz.

Hiç kimse bu alınan ya da yapılan borçlar nasıl ödenecek diye düşünmüyor. Maddi gücü olan herkes dilediğince bunları yapsın ama ya gücü olmayan birisi bunları nasıl yapsın!..

Daha sonra bu alınan eşyaların ve yapılan masrafların parasını yuva kuran gençler ödemek için yıllarca uğraşacaklar. Dünya malı için bu kadar kendimizi yıpratmaya, aylık taksitlerimizi ödemek için gece gündüz çalışmaya ne gerek var? Ve ondan sonra da gelsin, kavgalar, tartışmalar, ayrılmalar…

Kimse empati kurup, karşı tarafın maddi gücü var mı diye düşünmüyor. Al, al, başka bir şey yok!!!

İki günlük dünya malı için, güzel hayatımızı bu tür şeylerle mahvetmeyelim.

Herkes kendi kesesine göre, israftan kaçınarak evlerini kursunlar. En büyük günahlardan birinin de israf olduğunu asla unutmayalım.