Öncelikle bütün din kardeşlerimin günü hayırlara vesile olsun. Rabbim her günümüzü rızasına uygun yaşamayı nasip eylesin.
Hepimiz faniyiz ve bu dünyada misafir olarak kalıyoruz. Sonunda verilen müddet dolunca ebedi kalacak yerimiz olan ahiret yurduna gideceğiz. Bundan kaçış ve kurtuluş yok. Orada bizi nelerin beklediğini yapacağımız ameller ve dünyadaki yaşantımız belirleyecek.
Nasıl yaşarsak öyle öleceğimize göre hayatımızı ona göre şekillendirmemiz gerekiyor. Bunun nasıl olacağını da kitabımız Kur'an'da Yüce Allah, yaşantısı ile de bize örnek olan Peygamberimiz (SAV) gösteriyor. Görüp görmemek ve ona göre yaşayıp yaşamamak da bize kalıyor.
Son nefeste iman ve Kur'an ile gitmek istiyorsanız yaşarken de onlarla meşgul olmalısınız. Yoksa yaşarken nasıl hayat sürdüyseniz ölürken de aynı minval üzere ölürsünüz. Cennete gitmek de sizin elinizde, cehenneme gitmekte. Başkalarına kusur bulmak hakkına sahip değiliz.
İmam-ı Gazali Hazretleri oğluna şöyle ikaz da bulunuyor, bu aynı zamanda hepimize yapılan bir ikaz mahiyetinde:
"Oğul farz et ki bu gün öldün. Hayatında geçirdiğin gaflet anlarına ne kadar üzüleceksin. Ah, keşke, diyeceksin. Lakin heyhat! Geri dönüş, artık söz konusu değildir!"
"Her mü'min, sabah namazını kıldıktan sonra (tabi ki kılıyorsa) kendine şu hatırlatmalarda bulunmalı:
"-Benim sermayem ömrümdür. Ömrüm gidince sermayem de gider ve artık kazanma imkanım kalmaz. Bu başlayan gün, yeni bir gündür. Allah Teala bugün de bana müsaade ederek ikramda bulundu. Eğer canımı almış olsaydı, elbette bir günlüğüne de olsa dünyaya geri gönderilip çokça salih amel işlemeyi temenni edecektim.
Şimdi farz et ki öldün ve bir günlüğüne dünyaya dönmene izin verildi. O halde bugün günahlara katiyen yaklaşma! Sakın ola ki bugünün bir anını bile boşa geçirme. Zira her nefes, paha biçilemeyen bir nimettir."
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:
"Herhangi birinize ölüm gelip de;
"-Rabbim! beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip, Salihlerden olsam" demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan infak edin. Allah, eceli geldiğinde hiç kimsenin (ölümünü) ertelemez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır." (Münafikun- 10-11. ayetler)
Ömrünü boşa harcayıp da öbür dünyada pişman olanlardan olmamak için Allah'ım bizlere, Senin rızan istikametinde bir hayat yaşamayı nasip eyle. Ahirette dünyada yaptıklarından pişman olup Ah! Vah! ve keşke diyerek pişman olanlardan eyleme.
