Bugün, 30 Nisan 2024 Salı

Mustafa KÖKSAL


EĞER BİR GÜN!

EĞER BİR GÜN!


 

Eğre bir gün kimselerin seni sevmediğini düşünürsen beni an, düşün.

Karşılık beklemeden seni sevdiğimi hatırla.

Nasibim diyorsun imtihanın oluyor.

Bir hayat sığdıracağını sandığın kalp, bak mezarın oluyor.

Güvenerek tuttuğun el, itiyor seni uçurumdan.

Oluyor işte bazen, insan celladına sarılırken ölümü aşk sanıyor.

Öyle heveslenme, dindarım, namaz kılarım, oruç tutarım demeyin, ister Alim ol, ister zalim ol, aldığın ahlak ve kırdığın kalpler sizi affetmez ise cenneti unutun.

Aha verdiği hasarın farkında olmayana neyi anlatabilirsin ki?

Bir kere ben sana bunu nasıl yaptım diye üzülmeyen bir kere kaybetme korkusu ile eli ve ayağına dolanmaya insana neyi anlatabilirsin ki.

Yanlış yapan da, telafi etmeyeçalışan da, ne yaptıklarının farkında, herkeste farkında. Kime anlatabilirsin ki?

Bıraktım inceldiği yerden kopsun. Yorulmak mı? Zamanı geldi, içimin paramparça olduğuna şahit oldum ben.

Yaşarken ölen gördün mü sen? Ben bu alemde sudan ucuz adamlar görünce üzülüyorum.

Ne beni eleştirecek şeref, ne de hakkımda cümle kuracak yere sahipsiniz.

Önce kendi ayıplarınızı örtün sonra yanlışlarımı konuşalım. Sen kalbime girdiğinde ben tüm kapıları kilitledim, ne misafir kabul ettim ne de başkalarını. Ben sadece köşemde bence yazıyorum, çiziyorum.

Kırmadan, hor görmeden. Yorulunca kendime yaslanıyorum, kırılınca tanıyorum. Kin küçük insan işi, görmezden gelirim, oda anlayana yeter.

Geceler nasıl bir hain, gündüzleri düşman.

Ben babamla hiç tartışamadım, oda erken gitti, ülkem ben seni karşılıksız sevdim sende erken gittin ya..