Adı, yaşı ne olursa olsun farketmez. Adı üstünde çocuk!!
Bir çocuk katledildi, henüz 8 yaşında. Hayatı daha yeni anlamlandırmaya başladığı bir anda, vahşice öldürüldü.
Anası, babası, çevresindeki onca akrabasının hepsi sorguda. İnsan kendi canından, kanından biri ölmüşse sorguya çekilir mi? Çekiliyor işte!!
Benim kendi çocuğum yok ama yeğenlerimi gözümden sakınırım. Biri “öte var” dese kim olursa olsun affetmem. Onların saçının teline zarar gelse, dünyayı yakarım. Evde doğalgaz yanarken, gece de 3 kere onların üstünü örtmeye kalkarım. Ben ne anayım, ne de bir evlat sahibiyim.
Ben bile bu kadar üstlerine düşüyorsam bu çocukların, ana baba olan Narin’in ebeveynleri nasıl bu kadar sakin kalabiliyor? Ya da öldürülen çocuklarına bir köpek ölüsü gibi davranabiliyor. Bir köpek dahi olsa ölen canlı için insanın; içi sızlar, vicdanı sızlar be! Yazıklar olsun, sizin gibi anaya babaya, amcaya!..(Bir de köpek ölüsü gibi ölen çocuğun cesedi, dereye atılsın diye çuvala konuluyor ve bir başkasına veriliyor). Gelen ifadeler arasında bunlar da var.
Daha 8 yaşında bir çocuğun hayallerini çaldınız. Dün okulun ilk günü önlük giymesi gereken yerde, kefene sarıp toprağa koydunuz. Üstelik tabutuna önlük koyacağınız yerde, gelinlikle uğurladınız Narin’i. Bu neyin hesaplaşması idi, hangi vicdan Narin’in ölümüne karar verdi, kimin hesabını neyle ödettiler Narin’e!…
Ah boncuğum, güzel yavrum! Gittiğin yer eminim kaldığın bu dünyadan daha güzel olacak. Sana kalkan o eller kırılır mı bilmem ama bildiğim tek şey; sana kim bu dünyada ne yaşattıysa aynısını yaşamadan ölmeyecek. Kimsenin hesaba katmadığı Allah’ın hesabı da bir gün tecelli edecek, güzel yavrum.
Küçücük bir çocuğun hunharca katletilmesinde kimin ne rolü varsa, önce Rabbim’e sonra da Türk Adaletine havale ediyorum.
Adalet’in er ya da geç tecelli etmesi de artık hiç bir şeyi değiştirmiyor. Ölen öldüğüyle kalıyor. Yine caniler iş başına geçiyor. “Bir kravat taktı, boynunu büktü, pişmanım dedi” diye o pis mahluklara indirim yapmayın! Hukukun üstünlüğüne inandırın bizi. Artık, bu ülkeye idamı getirin. Getirin ki, bir nebze içimiz soğusun. Hak, adalet neymiş o zaman görelim. Lütfen ana gibi anaların çığlıkları sussun, lütfen çocuklarımıza dokunan elleri kırın. Onlara gün yüzü göstermeyin. İnsanları hak ve adalet aramaktan vazgeçirmeyin. Verdiğiniz cezalar karşısında kimse elini kolunu sallayarak çıkmasın o hücrelerden.
İnsan olmak, adaletli olmaktan geçer. Lütfen elinizi vicdanınıza koyun. Aynı durumun bir gün sizin de başınıza gelebileceğini unutmayın. Biz Türk adaletine güvenmek istiyoruz.