Emperyalist ve işgalciler, işgal ettikleri ülkenin kendilerine karşı çıkan, ülkelerini işgale karşı korumak isteyen, ülkesini zalimlere çaldırmak ve yedirmek istemeyen, hatta bu silahlı işgalcilere anladığı dilden cevap vermek isteyen insanlara "Terörist" yaftası ve damgası vururlar, propagandayı öyle yaparlar. Bu propagandayı, kendisi gibi zalim, işgalci, ay nı kafada olan devletlere de öyle kabul ettirirler!..
Ayrıca bu işgalci ve emperyalist devletler, sahip oldukları basın aracılığı ile de, dünya kamuoyuna işgal ettikleri ülkede kendilerine karşı çıkan o ülkenin insanlarını gene "Terörist" olarak kamuoyuna kabul ettirirler! Maalesef, bizim ülkemizdeki bir kısım insanlarda bu propagandanın tesirinde kalarak emperyalistlerle aynı şekilde düşünürler.
Bundan 100 yıl önce ülkemiz İngiliz, Fransız, italyan emperyalistlerinin işgali altında iken kendilerine karşı çıkan, işgalcileri ülkemizden kovmak isteyen yerli kuvvetlerimize "Kuvvayı Milliye" ye "Terörist" demişlerdi!
Bundan 100 yıl önce ne ise, 100 yıl sonra da aynı oyun oynanmaktadır.!...
Ne yazık ki, sözde emperyalistlere karşı imiş gibi görünen içimizdeki bazı insanlar aynen emperyalistler gibi düşünmektedir. Bu durum aşırı batılılaşmanın bir ürünüdür. Aşırı laik eğitim ürününün sonucudur. Batılılaşma sendromunun sonucudur.
Bir insanın gözünde hangi renk gözlük varsa çevreyi de o şekilde görür. Siyah renkli gözlüğü varsa siyah görür, beyaz renkli gözlüğü varsa çevreyi de beyaz görür.
Suriye de 13 yıldır insanlık dışı bir zulüm yapıldı... Binlerce insan öldü, sakat kaldı. Yüzbinlerce kişi doğduğu büyüdüğü ülkeden canını kurtarmak için kaçtı, mülteci oldu. Yıllarca ana, baba evladından, evlat ana babadan ayrı kaldı. Yıllar boyu tesiri devam edecek bir travma yaşandı!
Zulüm de ebedi olamayacağından dolayı 13 yıl sonra, Suriye 'nin yerli insanları verdikleri mücadele neticesinde hürriyetlerine, bağumsızlıklarına kavuştular, zulüm yapan sadist zalim ülkeden kaçtı!.
Suriye' nin, verilen mücadeleden bağımsızlığına kavuşması sonrası emperyalistler telaş ve endişeye düştüler!..
Emperyalistlere göre bu endişe şu idi. Suriye'yi bağımsızlaştırıp hürriyetine kavuşturma mücadelesi veren yeni yönetim kendilerine, emperyalistlere taviz verecek miydi? Suriye'yi bağımsızlığına kavuşturan bu yeni yönetim İslam 'a bağlı olup emperyalistlere dirsek mi göstereceklerdi? Bu yeni yönetimi oluşturan insanların üstelik sakalları da vardı!
Emperyalistler işgal edeceği, sömürebileceği müslüman ülkelerin yönetici ve insanlarını buna engel olacak kadar müslüman olmalarını istemez! Emperyalistler bilirler ki, İslam 'ın müslümanlara verdiği motivasyon kendilerine engel olur!
Bunlar suriye' yi bağımsızlığına kavuşturma mücadelesinde Allah 'tan kuvvet alma ve moral bulmak için tekbir getirip "Allahu Ekber!" diyorlardı!
Halbuki emperyalistler gevşek müslümanlardan böyle bir slogan duymuyorlardı! Yoksa bunlar dinlerine çok mu bağlılardı? Bu izlenimi alıyorlardı!
Bunlardan nasıl taviz alacaklardı? İşte emperyalistleri bu algıları endişelendiriyordu!
Halbuki Beşşar Esed bunlara göre ne iyiydi! Emperyalistler Beşşar Esed gibi gevşek müslüman, pamuk ipliğine bağlı bir müslüman arıyorlardı!
Beşşar Esed'den istediği tavizi alıyorlardı! Öyle taviz alıyorlardı ki Beşşar Esed canını kurtarma pahasına ülkesininin silahlarının saklı olduğu yeri söylüyordu! Beşşar Esed'in ülkesini! Bombalasalar Beşşar ses çıkarmıyordu!
Emperyalistler, taviz alamayacaklarını düşündükleri Suriye'nin bu yeni yöneticilerine onlardan taviz alıncaya kadar çamur atmak hedef göstermek için bunlara "Terörist" diyebilirler.