Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Olgun YÜKSEL


EPİSTEMOLOJİK KOPUŞ NOSTALJİLERİ

EPİSTEMOLOJİK KOPUŞ NOSTALJİLERİ


 

Ekonomimiz çok iyi durumdadır. Kişi başı milli gelir artmaktadır. Emeklilerimiz, yaşlılarımız keyif içinde tatildedir, turlardadır, dişi sağlam olanlar, yiyecekleri hamuduyla götürmektedir. Etli yemeklerimiz, tavuklu pilavlarımız, kavurmalarımız, çeşit çeşit peynirlerimiz,  zeytinlerimiz, reçellerimiz, şekerden olmayan ballarımız, sebzelerimiz, meyvelerimiz ile mutfaklarımız dolup taşmaktadır. Gençlerimiz çalışıyor, kafelerimiz dolup taşıyor, bakkallarımız, marketlerimiz müşterine yetişemiyor. Öğrencilerimiz haşlıklarıyla okul kantinlerini boşaltıyor, hatta tüm orta yaşlılarımız ve yaşlılarımız Sayın Cumhurbaşkanımızın diyetini uygulamaya başladığından beri gürbüzleşti, dolgunlaştı, saçları sakalları, kılları uzadıkça uzadı, beyazdan siyaha döndü. Ne demişti sayın Cumhurbaşkanımız çiftçilerle buluşmasında şöyle bir hatırlayalım; “Şimdi ben bir şey tavsiye edeceğim. Ben şunu yapıyorum, her akşam yatarken manda yoğurdu. Manda yoğurdu hakikaten kalitedir, çok iyidir. Onun içine şöyle Medine hurması doğrarım, 3 tane veya 5 tane. Ona biraz çay kaşığı kestane balı ve yulaf ezmesi atarım. Bu dörtlüyü karıştırarak yer yatarım, şifa. Eskişehir’de bizde olan belediyelerden biri, o sürekli bakraç içinde manda yoğurdumu gönderir. Bir de Ankara Mamak belediye başkanımız bakraç içinde temin ediyor. Tavsiye ederim” dedi tüm milletimiz bu tavsiyeye harfiyen uydu. Eskişehir’de onlardan olan belediye başkanı bakraç içinde manda yoğurdunu yurdumuzla buluşturdu. Birde Mamak Belediye Başkanı bakraç bakraç memleketi manda yoğurdu ile doldurdu da memleket hamdolsun doydu. Hiç kimse nankörlük etmesin. Demle demlenmesin.

Nureddin Nebati, vardı. Hazine ve Maliye Bakanımız işte onun tarif ettiği ekonomik modeli de hatırlayalım, “Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır” deyip tüm vatandaşlarımız aydınlanmıştı. Sayın Cumhurbaşkanımızın dahi bu sözleri hayranlıkla dinleyip “haaa” demiş olabileceğini duyar gibiyim. Hatta bu çocuğu bakan yaptığı için kararındaki isabet karşısında kendisi ile tüm halkımızla birlikte ne kadar iftihar etse azdır.

Yaşadığımız refah sayesinde yurt dışına giden doktorlarımız, mühendislerimiz, yazılımcılarımız, gençlerimiz tekrar yurda döndüler, hastanelerimiz doktordan geçilmiyor, fakat hastanelerde hasta bulunamıyor. Hastalarımız inadına evlerinde aldıkları şifa ile hastanelere gitmez gidemez oldular. Sanki evlerinde ölmeyi yeğliyorlar. Bu olmaz. Hastanelerimize baş vurun hemen e devlete girip randevularınızı alın ve hemen doktorlarımızı boş bırakmamak adına muayene olalım, gerekirse hastanelerde yatalım, keyfimize bakalım. Dünya bizi kıskanıyor. Dört iklim, yedi kıta bizi kıskanıyor. Yüce Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Cihan Lideri, Reis’imizi kıskanıyor. Reis’imiz ise bu seçim, yasal olarak son seçimim diyor. Bırakamazsın Reisim. Ayakkabındaki köselen oluruz fakat sizi asla bırakamayız. Kişi başı milli gelirimiz Dünya Sıralamasının 68. Sırasına yükseldiğimiz ve bunun keyfini yaşayacağımız bir zamanda başımızda olmazsanız memleketimiz başıbozuk olur. Valilerimiz Valiliğini, yapamaz, Belediyelerimiz çalışmaz, kaymakamlarımız kaymakamlık yapamaz, Polisimiz, Jandarmamız, askerimiz memleketimizi, milletimizi koruyamaz, Cezaevleri boşalır, mahkemelerde hakimlerimiz hakimlik yapamaz, savcılarımız savcılık yapamaz, Okullara, öğrencilerimiz gidemez, öğretmenlerimiz öğretmenlik yapamaz, çiftçilerimiz çiftçilik yapamaz, elektriklerimiz kesilir, ampullerimiz söner, suyumuz akmaz, doğalgazımız yanmaz, arabalarımız çalışmaz, 3’er 5’er maaş alan o üst düzey bürokratlar, bakanlar, bakan yardımcıları, genel müdürler görevlerini yapmaz. Yolsuzluklar, yoksulluklar, yasaklar, liyakatsiz atamalar, partizanlıklar başlar. Gençlerimiz işsiz kalır diplomaları kağıt parçasına döner. Eğer siz giderseniz Sayın Cumhurbaşkanım memlekete kıtlık gelir, emeklilerin maaşı açlık sınırının yarısının altına iner, 1000 yıldır hiç susmayan bu memlekette ezanlar susar. Dünya Mars’a düşer, Ay Dünya’ya düşer, buzullar erir, mevsimler değişir, Otlar, bitkiler canlılar hayata küser, yeşermez, doğurganlar doğurmaz, yumurtlayanlar yumurtlamaz, çiçekler tozlaşmaz, Turizm batar, turist gelmez. Allah benim ömründen alıp sana versin diyenlerin dualarını kabul etsin. (Yalnız ben hiç öyle bir dua etmedim, benden almasın İnşaallah) Gitme Cumhurbaşkanım, Kal Sağlıcakla.