Bugün, 18 Şubat 2025 Salı

D. Mehmet ŞEKEROĞLU


EYÜP SABRI!

EYÜP SABRI!


 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıllık iktidarı boyunca, yoksul kitlelere, (bilmiyorum kaçıncı defa) "Sabredin" diye telkinde bulundu. En son 25 Aralık 2024'te, asgarî ücret tartışmaları sürecinde, "Sıkıntıların farkındayız. Biraz daha sabredin!" dedi. 

Bu yazımda, güncel siyasetin, "Saray masrafları", "Milletvekili ve bürokrat maaşları" vs. gibi yaygın polemiklerine girmeyeceğim. Yazılarımı takip edenler/ okuyucularım bilir: Ben, naçizane, sosyal felsefe teorilerine eğilimli bir entellektüel çaba içindeyim. Okuduğunuz bu makale de, "sabır" kavramına, felsefi olarak genel bir göz atma niyetiyle yazılmaktadır. Bunu, tek Tanrılı üç dinin kutsal kitaplarında sözü edilen "Eyüp sabrı"nı irdelemeye çalışarak deneyelim:

Etkileyici bir şiirsel dille yazılmış olan Eyüp (Hiob) anlatısı, Tevrat'ın önemli bölümlerinden biridir. Ancak, bu hikaye, Tevrat'a alınmadan önce özellikle Ortadoğu halkları arasında ve Antik Yunan'da çeşitli biçimleriyle yaygın halde biliniyor ve söyleniyordu. Tevrat'taki içeriği, makalemin hacminin kaldırabileceği bir özetle, şöyledir:

Tanrı Jahwe'nin oğlu Satanel (sonradan Jahwe tarafından kovulacak ve Satan/ Şeytan adını alacaktır), zengin ve Jahwe'ye büyük bir inançla sadık olan kulu Eyüp hakkında mealen şunları söyleyerek iddiaya girer:

"Ne olursa olsun sana sadık kalacağını sandığın kulun Eyüp, başına felaketler geldiğinde sana olan inancını yitirecektir. Bunu sana ispat edebilirim!"

Jahwe, kendinden ve kulu Eyüp'ten emindir. İddiaya girmeyi bir şartla kabul eder: "Onu öldürmeyeceksin. Bu karar, bana aittir!"

Satanel (Şeytan), Eyüp'ün hayatını altüst etmeye başlar; onun başına felaket üstüne felaket getirir: Evini başına yıkar; karısını ve kızlı erkekli on çocuğunu öldürür. Hayvanlarını telef eder; servetini tamamen sıfırlar. Eyüp'ü, çıbanlı hastalıklara kaptırır...

Eyüp, bu felaketlere karşın Jahwe'ye olan inancını yitirmez; "Her şeyi bilen ve her şeye kâdir Tanrım, bunu bana neden yapıyorsun?" diye sorar; ama isyan etmez, sabretmeyi sürdürür. Sonunda Jahwe iddiayı kazanır. Eyüp kuluna 140 yıl ömür bağışlar. Kendisine yeni bir hanım, öldürülen çocuklarının sayısı kadar (kızlı erkekli) çocuk ve tekrar büyük bir servet verir. 

Eyüp, hikayenin sonunda, önceden başına gelen tüm felaketlere rağmen sabretmesinin ve Jahwe'ye olan inancını kaybetmemesinin karşılığını Jahwe'den fazlasıyla almış olur. 

Ha, bu arada diyebilriz ki, bu anlatıda aslolan ideoloji, sabretmenin getireceği faydalardır. Eyüp'ün, Satanel (Şeytan) tarafından bir iddia uğruna katledilen ilk hanımı ve çocukları (hatta o güzel gözlü eşekleri de) anlatının teferruatı sayılmalıdır.

KÖR NOKTA KÖŞESİ 

Bir öykü/ tiyatro yazma fikri geldi aklıma: 

Eyüp, Satanel'in (Şeytan'ın) vahşice öldürdüğü üç yaşındaki kız çocuğuna karşı özellikle büyük bir sevgi besliyordu. Jahwe'ye, o evladına kıyılmasının kendinde yaratığı büyük acıyı/ travmayı anlatan bir mektup yazsaydı, neler derdi, acaba?