Bugün, 16 Nisan 2024 Salı

Abdullah ALTAŞ


FINDIK MESELESİ...

FINDIK MESELESİ...


 

          Allah'u Teala dünyayı ve insanları yaratıp insanların yaşamalarına uygun olacak tarzda iklimler var etmiştir. Bu iklimlere göre de insanların gıdalanacağı ve rızıklanacağı çeşitli ürünler ve meyveler bahşetmiştir, rızıklar vermiştir.

          İnsanlar bu rızıklardan yiyip içmekle yaşantısını sürdürürken, diğer taraftan tarlasından ve   bahçesinden  çalışarak hasat ettiği, elde ettiği ürününün fazlasını ticaret yoluyla satarak yine yaşantısını sürdürme mücadelesi vermekte, bu mücadeleye devam etmektedir.

          Dünyanın hemen her yerinde bu kanun böyle işlemektedir. Dünyanın çeşitli kıtalarında, bölgelerinde oranın iklimine göre yetişen meyve, sebze veya başka ürünler bu kanuna göre hareket edilerek insanlar birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamakta, bu durum dengelenmektedir.

          Bizim ülkemizin de çeşitli bölgelerinde farklı

ürünler yetiştirilmekte, insanımız hem kendi ihtiyacını karşılamakta, hem de birbirlerinin ihtiyacını ticaret aracılığı ile karşılamaktadır.

          Karadeniz bölgemize de Allah'u Teala fındık nimetini bahşetmiştir. Fındık mahsülünün hasat edilmesi  her yıl Ağustos ayında gerçekleşmektedir. Her fındık hasat ayı yaklaştığında bir polemik başlamaktadır. Hatta bu polemiğin sürdürülmesi diğer aylara da yansımaktadır. O polemiğin konusu da "fındık fiyatıdır" Bu polemik doğal olarak fındık üreticileri tarafından yapılmaktadır. Ayrıca konunun önemine binaen siyaset ve basın bu meselenin üzerinde durmaktadır.

           Ülkemizin hemen her konuda ilerlemesine paralel olarak insanımız da o kadar bilinçlenmektedir. Bunda kitle iletişim araçları radyo, televizyon, yazılı basının payı büyüktür. İnsanımız bundan elli sene önceki insan değildir.  İnsanımız bilinçlenmekte, araştırmakta, sorgulamakta, zekasını ve mantığını kullanmaktadır. İnsanımızın artık dünyanın dört bir yerinden haberi  olmaktadır. Devletimizin son yıllarda bireye önem veren, bireyi öne çıkaran onore eden politikalarından da insanımız etkilenmiş, kendine olan güveni artmıştır.

          Fındık tarımı ile geçimini sağlayan vatandaşımız ürününün başına gelen doğal bir musibeti  olgunlukla karşılamakta, "Allah'tandır." diye saygı göstermekte itiraz etmemektedir.

          Fındık üreticisi, milyonlarca üreticimizin itirazı emeğinin karşılığını alamadığı konusundaki haklı şüphesidir. Bu şüphe psikolojik rahatsızlıktan kaynaklanan bir şüphecilik değil, bu konuda yapılmış tüm araştırmalar neticesinde ortaya çıkmış şüphedir. Üreticinin itirazı bu durumadır.

           Üreticinin itirazı yetkili ve etkili kişiler tarafından objektif bir biçimde  bu konunun kendilerine  aydınlatılmadığınadır. Etkili ve yetkili kişiler bu konu her gündeme geldiğinde sessiz kalmakta, "bir bakalım neymiş bu konu" "hele dur bir araştıralım" "hele durun bir komisyon kuralım" gibi manipülasyonları yapıp üreticinin gazını almak gibi bir sürece yaymakta, böyle bir taktiğe gitmektedir. Bu durum da üreticiyi yormaktadır.   Problem sahada bu şekilde gözükmektedir. 

Üretici devletine bağlı, saygılı, fedakardır. Lakin

üreticimize gereksiz yorgunluk verilmemeli, üreticiyi tatmin edecek bilgiler yetkili kişiler tarafından verilmelidir. Üreticimiz bunu arzu etmektedir.