Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Abdullah ALTAŞ


FINDIKLARIN EFENDİSİ...

FINDIKLARIN EFENDİSİ...


Dünya haritasına baktığımızda gözlerimizi bir İngiltere birde Hindistan üzerinde gezdirelim.

Allah, Allah. Nasıl oluyorda Hindistan'a göre küçük bir ülke olan İngiltere, Hindistan'ı işgal edebiliyor ve 250 yıl idare ediyor?

Tabiiki İngiltere, o  zamanlarda 100 milyonluk bir  nüfusa, büyük bir kara parçasına sahip olan Hindistan'ı 5-10 bin kişilik bir askeri güç ile işgal etmiyor. Bu durum fiziken de mümkün değil.

Peki o zaman nasıl işgal ediyor?

Ticaret şirketleri vasıtasıyla!

İngiliz ticaret şirketleri 1600 küsürlü yıllarda çok masumane! bir şekilde Hindista’da ticaret yapmaya gittiler. Tabiiki şirketi yöneten elemanlarının şirketin güvenlik görevlilerinin kalacağı, ikamet edeceği, evlerinin önünde hareket edebilecekleri şirketin mallarını depolayacakları, ticaret mallarını götürecekleri gemilerinin demirleyeceği, kendilerine ait bir toprak parçasına ihtiyaçları olacaktı.

Evet! O toprak parçasını satın aldılar.  Zaman içerisinde İngiliz şirketi satın aldığı bu topraklarda kale inşa etmeye, toplar yerleştirmeye, kaleyi daha güvenli bir hale getirmek için asker getirmeye başladılar. Halkın tepkisini çekmemek için kalenin karşısına bir tanede "Hindu" tapınağı yaparak o yörenin halkının tepkisini önlemeye ve sempatisini kazanmaya çalıştılar. (İngiliz kurnazlığı)  Süreç içerisinde Hintli yöneticiler, İngiliz şirketinin bu gelişme ve palazlanmasından rahatsız olmaya başladılar. İngilizler ile Hintliler arasında çatışmalar başladı. Her çatışmanın arkasından İngilizler daha fazla taviz, kapitülasyonlar alarak konumlarını güçlendirdiler. 200 sene gibi bir zamanda Hindistan'ın çoğuna hakim olup 250 yıl Hindistan'ı yönettiler. Nasıl yönettiler? Sömürerek öldürerek!

İngilizler, ticaret için geldiği o bölgelerdeki yöneticileri baskı altına alarak istediklerini yaptırdılar. (istekler yerine getirildiği zaman çatışmaya gerek kalmıyor.) istekler yerine getirilmediği zaman öldürmeler başlıyor. Sömürge süreci içerisinde milyonlarca Hintli, İngilizler tarafından öldürülüyor. İngilizler, zaman içerisinde Hindistan siyasetine müdahale ettiler, bu konuda başarılı oldular.

  Bakınız, masumane! başlayan bir ticaret ve ticaret  olayı işi nereye bağlamış oluyor!   "Tarih tekerrürden 'tekrardan' ibarettir." Acaba Günümüzde böyle bir olay olurmu? diye insanın aklına gelmiyor değil.

      Çağımızda, eskisi gibi kaba saba bir şekilde bir ülkeye girilip, göstere göstere ben sizi sömürmeye geldim diyen bir ülke yok gibi. Bu belki, ayıp olmasın diye, belki farkına varırlar diye.

    Peki bugün bu sömürgecilik nasıl oluyor?

Tabiiki, "Efendice"  Malum, işin içine efendilik girdimi durum değişiyor. Malum, bizim kültürümüzde "Efendilik" yüceltilmiştir. Çünkü işin içinde "Efendilik" var. İncinsen, sömürülsen, zarar görsen dahi, karşında kravatlı, sana sempatik gözüken gülümseyen, yasalara bürünmüş insanlar var. Şimdi bu efendilik karşısında kim yağ gibi erimez ki? Hele bu efendi insanlar bulunduğu bölgenin insanına "Kardeşim, bak! deyip çiftçinin elinden kazmayı, küreği, gübreyi, kireci, ilacı alıp 'şöyle çalışırsan daha fazla ürün elde edersin' 'sen zahmet etme, bahçeni bize göster biz yaparız" derse "uf, uf" bu efendiliğe kim karşı koyabilir ki?

"Efendilik" ülkemizde her zaman prim yapmıştır.

  İnşallah böyle "Efendice! " yapılan ticaretten hepimiz memnun kalırız... Kimbilir...  Belki....