Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Hüsnü YÜCEL


FUTBOLCU DENİLİNCE     

FUTBOLCU DENİLİNCE     


Geçmiş yıllarda her şey çok daha güzeldi. Bugün geçmiş ile bugünkü futbolu kıyaslamak istiyorum. Futbolu, futbolcuları, taraftarları, spor medyasını şöyle bir gözümde canlandırarak gerilere gitmek istiyorum.

Sadece futbol değil spor adına her şey önceleri  çok daha güzeldi.1970-  1980 li yıllarda üniversite öğrenimimden dolayı gençliğimin önemli bir kısmı İstanbul’da geçti. Hani derler ya İstanbul’dan başka İstanbul’mu var diye. Biz de kendimize göre İstanbul beyefendiliğinin ne olduğunu biliriz. O günleri yaşadık. Terör olmasına rağmen İstanbul yine hep  güzel ve unutulmaz hatıralar ile hala gönlümdeki yerini koruyor. Futbolu çok seviyorum. İyi bir Fenerliyim. İstanbul’da yaşadığım sürece bilhassa Fener maçlarını kaçırmamaya çalışırdım. İki takımın taraftarları da o devirde  tribünlerde yerini alabiliyordu. Tribünlerde her grup kendi yerini bilir ve ufak tefek olaylar olsa da yan yana maç seyredebilirdik.

İstanbul’da Galatasaray - Orduspor maçı oynanıyor. Ağbim ile Dolmabahçe stadına biraz da gecikmeli olarak tribüne girdik ve ilk bulduğumuz boş yere oturduk. İlk devre dolmadan kaptan Üstün on sekizin dışından Galatasaray’a bir gol attı. Ağbim goooolll diye bağırınca, arkadan Galatasaray forması giymiş olan birisi  “ne oluyor hemşerim” dedi. Ağbim de “ne olacak gol attık “ deyince, diğer bir seyirci “Siz ilk defa mı maça geliyorsunuz” gibi tepkiler gösterince, grubun diğer seyircileri ise “bırakın çocukları, maçını seyretsin” dediler. Bu o yılların hoşgörülü gençliği idi. Oturup yan yana maçı sonuna kadar seyrettik. Spor bu olmalı. Kardeşlik bu olmalı. Fener kaptanı Lefter ile Galatasaray kaptanı Metin Oktay sahada da sahanın dışında da kardeşliği temsil ediyorlardı. Taraftarı asla tahrik etmiyorlardı.

Trabzonspor Süper Lig şampiyonluğunu lig bitmeden ilan etti. Tebrik ediyorum. Doyasıya bu şampiyonluğu kutlasınlar. Ama bir hafta sonra kupa maçında  Kayseri’ye yenilince suçu başka yerlerde aramak yakışmadı Trabzonspor’a. Futbolda rehavet olmaz. Çıkarsın sahaya, savaşırsan kazanırsın. Ben Süper Lig şampiyonum diye sahada dolaşırsan Kayseriye yenilince topu taca atmaya gerek yoktu Uğurcan. Hele hele “Trabzon taraftarı gerekeni yapar” demek kabul edilemez ve milli bir futbolcuya hiç yakışmadı. Futbolcu, hele hele milli futbolcu gençlere örnek olmalıdır. Onun için “her şey eskiden daha güzeldi” diye başladım yazıma.

 Futbolcular yenildikleri maçtan sonra kendilerini sorumlu tutar o hafta evden dışarı çıkmazlardı. Maçtan hemen sonra kameraların karşısına çıkıp kupadan elenmenin sorumluluğunu almak yerine taraftarı göreve çağırmak gelecek sezonu da kavga ve dövüşe çağırmak demek değil midir Uğurcan?

Lütfen futbol zevkimizi daha fazla öldürmeyin.Daha önce kardeşce yan yana maç seyredebilen bizleri daha çok üzmeye hakkınız yok. Bu serzenişim sadece Uğurcan’a değil, bütün futbol camiasına aslında. Herkes payına düşeni alabilir.