Bugün, 17 Nisan 2024 Çarşamba

Mehmet Ali AYDIN


GAZETECİLER GÜNÜ

GAZETECİLER GÜNÜ


10 Ocak tarihi “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanır. Ve bu sadece ülkemize özgü bir gün olarak kutlanıyor. 1961 yılı ocak ayının 4. Günü çalışan gazetecilere birtakım güvenceler veren 212. Sayılı kanunun kabulü ve 10 Ocak’ta yürürlüğe girmesi nedeniyle bugüne bu ad verilmiş.

Gazetecilik günümüzün en önemli ve etkili mesleklerinden biri hatta demokrasi de 6. Güç olarak da tanımlanıyor. Fakat bazen bu güç birinci dereceye kadar çıkabiliyor. Özellikle ülkemizde basın bazı zamanlarda ülkenin kaderi üzerinde çok etkili süreçler başlatabiliyor, hükümetleri bile devirebiliyordu.

Osmanlının son zamanlarında gazeteciler çok önemli roller oynamışlar, hatta kimisi yaptığı ateşli muhalefet nedeniyle İttihat ve Terakki Cemiyetinin silahşorları tarafından suikastlara uğramış ve hayatlarını kaybetmişlerdir. Çok partili dönemde de pek çok gazeteci mesleğini yaparken hayatını kaybetmiştir. Bu açıdan gazetecilik dünyanın en zor ve riskli mesleklerinden de biridir.

Yakın tarihimizde birçoğu çok tanınmış olan 79 gazeteci öldürülmüştür. Bunların içinde Hasan Fehmi Bey, Ahmet Samim ve Zeki Bey’ler Abdülhamit Han Hazretlerini baskıcı, cuntacı, istibdatçı olarak niteleyen ve bunun içinde onu tahttan indirmek için her türlü şer cephesi ile işbirliği yapan İttihatçılar, onu tahttan indirdikten sonra Osmanlı halkına onu mumla aratan bir idare sergilemişler ve kendileri aleyhinde yazan ve muhalefet eden bu gazetecileri sokak ortasında katletmekten çekinmemişlerdir. Burada ismini zikrettiklerim sadece bir kaçıdır.

Tek parti döneminde zaten muhalefet yoktur, edebilmekte cesaret ister. O dönemde gazetecileri bir kenara bırakalım, muhalif siyasi görüşte yoktur. Bu amaçla ortaya çıkanların akıbetini öğrenmek isteyenler tarihi iyi araştırıp okumalılar.

Çok partili demokratik hayata geçtiğimiz 1950 yılından sonra da gazetecilerin akıbeti pek değişmemiştir, günümüze kadar öldürülen pek çok gazetecinin ismini saymak mümkün ama bu çok uzun bir liste. Çok tanınmış birkaç tanesi ile yetinelim. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Hrant Dink ve Musa Anter bunlardan sadece birkaçı.

Günümüzde ülkemizin çalışan gazetecilerine baktığımız zaman, gerçek anlamıyla halkı bilgilendirmek ve haber alma özgürlüğünü sağlamak adına çalışanları görmek ne yazık ki çok nadirattan bir olay. Artık gazetecilik şu ya da bu şekilde geçim sağlama mesleği haline gelmiş, kimisi devrine göre iktidara yalakalık yapmak, kimi de muhalefetin silahşörlüğünü yapmak gibi bir yolu tercih etmektedirler.

Artık sosyal medyanın bu kadar aktif olarak kullanıldığı, televizyonların yaygınlaşması, internet siteleri dünyayı ayaklarımıza kadar getirmesi nedeniyle yazılı basın önemini kaybetmiş gazetecilik anlam değiştirerek farklı bir kimliğe bürünmüştür. Hatta abartı olmasın da artık herkes gazeteci olmuş ve kendine göre haberler yapmaya başlamıştır.

Bütün bunlar gazeteciliğin menfaat ve çıkarlar doğrultusunda bir silaha dönüşmesine yol açmıştır. Önüne gelen sevmediği kişi veya kuruluşlarla ilgili olarak yalan, yanlış ve iftiralarla dolu yayınlar yapmaya başlamıştır. Basın ve yayın organları itibar suikastı yapılan mecralar haline dönüşmüştür. Bunun sonucunda da artık basın kendisine güven duyulan değil ihtiyatla yaklaşılan bir alan haline dönüşmüştür. Bunu anlamak için de kâhin olmaya gerek yoktur.

İnternet sitelerini, sosyal medya sitelerini ve televizyonları az çok takip edenler bunun farkına rahatlıkla varabilirler. Anlasın anlamasın, bilsin bilmesin hemen hemen herkes artık kıyısından, köşesinden basın emekçisi olup çıkmıştır. Herkes aidiyetine göre köşelerinden döktürmektedirler. Kimisi mevcut iktidara bazen iftira boyutlarına varırcasına giydirmekte, kimisi de muhalefete giydirmektedir. Gerçek anlamda gazeteciliğini yerine getireni ara ki bulasın.

Toplumun şekillenmesinde önemli bir görev üstlenmesi gereken basın ve yayın kuruluşlarımızın önemli bir kısmı toplumun milli ve manevi değerlerine, kültürüne, örfüne ve geleneklerine savaş açmış, modern toplum ayaklarıyla bizi kimliğimizden uzaklaştırmanın savaşını vermektedir.

Çok da uzatmaya gerek yok, gazeteci olmasam bile mahalli bir gazetenin köşe yazarı olarak, hak ve hakikat uğrunda kalem oynatan, haber yapan, toplumun gerçek anlamda birlik ve beraberliği için uğraşan, bilinçli bir toplum için yarışan gerçek “çalışan gazetecilerin günü”nü canı gönülden kutluyorum. Gazeteciliği amaçları dışında menfaat ve çıkarları için silah gibi kullananları lanetliyorum.

Gazeteciliği gazetecilik gibi yapanları sayısının artması dileklerimle onlara saygılarımı iletiyorum.