Bugün, 9 Ekim 2025 Perşembe

D. Mehmet ŞEKEROĞLU


GAZZE'DE USRAEL BARBARLIĞI

GAZZE'DE USRAEL BARBARLIĞI


 

Önce yazıma attığım başlığı açıklayayım: Gazze'deki barbarlık, ABD (USA) ile İsrail'in ortak eylemidir. Tarihsel olarak arka planda yine İngiltere'yle de ortak olan ABD, başta para ve silah olmak üzere her çeşit yardımı yapmasa, İsrail'e göz yummasa ve "Gazze Planı" adı altında İsrail'in değirmenine su taşımasa; İsrail, Filistin’deki/ Gazze'deki barbarlığı bu boyutlara getiremezdi.

Bu makalemde, kafamı uzun süredir meşgul eden iki soruyu cevap aramak istiyorum:

1. Kendileri tarih boyunca defalarca soykırım (genoside) yaşamış olan Yahudiler, topraklarını işgal ettikleri Filistin halkına aynı insanlık dışı katliamlarda bulunabiliyorlar. Bu, "tarihten ders almama ve empati kur(a)mama" durumunu nasıl açıklayacağız?

2. Alman ırkçısı ve Yahudi soykırımcısı Adolf Hitler'e karşı (çoğu) birleşebilen dünya milletleri; neden aynı büyük tepkiyi İsrail'e karşı göster(e)miyor?

*

Birinci soru:

İsrail Halkı içinde azımsanmayacak bir kitle, empati yeteneği içinde, tarihten ders alabilmektedir ve ayrı bir devlet olarak örgütlenecek Filistin Halkı'yla yanyana, eşit koşullarda yaşamayı kabul etmektedir. Ama İsrail'de; Küresel Firavunluk'a ve özellikle ABD'ye derin bağlarla bağlı, Netanyahu öncülüğündeki siyâsî ve askerî kadro, kuklası olduğu irrasyonel (akıl dışı) Emir-Komuta-Merkezi'ne uyarak, savaş ve soykırım yolunu seçmiştir. Bu barbarlığın Filistin Kurtuluş Ordusu'nun veya Hamas'ın varlığıyla ve eylemleriyle ilgisi yoktur. Bu örgütler, İsrail yayılmacılığına karşı kurulmuş direniş örgütleridir. İsrail, 1948'de kurulduğundan beri, Filistin halkına karşı yayılmacı ve soykırımcı siyaset/ eylem planı uygulamaktadır. Bunun böyle olduğunu, o tarihteki ve bugünkü İsrail haritalarına bakarak kolayca anlayabiliriz. Peki, İsrail'in (ABD ile ve Almanya gibi bazı Avrupa ülkeleriyle ortak hareket eden) derin devleti, Gazze soykırımını neden yapmaktadır? Bu soruyu, üç maddede özetleyerek cevaplamayı deneyeyim:

a) Maddi temel: Gazze, pervasız boyutta yayılma ve yağmalama (kapitalist) güdüleri içindeki İsrail ve müttefikleri için büyük stratejik önemi de olan bir EKONOMİK ALANdır. (Almanlar, "Das Geld regiert die Welt!"/ "Dünyayı yöneten paradır", derler!).

b) İdeolojik temel: Maddî temelin, yâni ekonomik altyapının üstünde yükselen ideolojik temel şudur: "İsrail halkı/ Yahudiler; kendi Tanrıları tarafından, onun Yahudilere vaad ettiği topraklarda yaşayan başka milletlere hükmetmek için seçilmiş bir halktır!" Tüm dünyada PARA kavramıyla bütünleşme içinde yaşayan Yahudi halkı/ İsrail; bu hükmetme savaşında, iki ideolojik SOPA'yı da baskı silahı olarak kullanmaktadır: "Antisemitizm argumanıyla saldırma" ve "Holocaust mağduriyeti ideolojisi". Oysa kendi zihniyetlerine hâkim olan Siyonizm, Hitler ırkçılığından farksız megalomanik bir ideolojidir ve bu, hem diğer halklar, hem de Yahudiler için kan ve gözyaşı demektir. İsrail devletini çekip çeviren derin irâde, sanki bu sadomazoşist yıkımdan ZEVK almaktadır. Bu durum, normal aklı selimle anlayamayacağımız bir intihar eğilimidir. (Ki bu da, başka bir araştırmanın/ yazının konusu olabilir).

c) Stratejik temel: İsrail, Küresel Firavunluk/ Şirketokrasi tarafından, bu gücün yayılma irâdesi doğrultusunda, Ortadoğu'da savaş ve yıkım enstrümanı (âleti) olma işlevini görmektedir. Joe Biden'e; "İsrail olmasaydı onu icat etmek gerekecekti!" dedirtilmesi bundandır. (Hitler de; "Yahudiler olmasaydı onları icat etmek gerekecekti!" demişti!). Almanya Şansolyesi Friedrich März'e; "İsrail, İran'a karşı bizim kirli işlerimizi yapıyor!" dedirtilmesi de bundandır. 

İkinci soru:

Dünyanın/ dünyadaki genel insanî vicdanın, Gazze'deki USRAEL barbarlığına karşı bugünkünden daha geniş bir katılımla birleşememesi dünya siyasetinin önemli bir sorunudur. (Batı'nın, Kuveyt'e saldıran Saddam'a/ Irak'a gösterdiği toplu tepki ve sonrasında yalanlar uydurarak Irak'ta bir milyona yakın insanı sadist bir zevkle katletmesi geliyor burada, aklıma). Bu durum da ortaya sermektedir ki; bağımsız devletlermiş gibi görünen ülkelerin BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU, o ülkeleri "yöneten" (!) Firavunluk devşirmesi KAST tarafından, USRAEL'in ağırlıkla içinde olduğu Firavunluk'a hizmet ettirilmektedir. Onların "cepleri", kariyerleri ve vicdanları ise, ÇETE'nin tahakkümü/ vesâyeti altındadır.

KÖR NOKTA KÖŞESİ 

"Birinci soru"nun cevabına eklenti:

İsrail'in/ Yahudiler'in, tarih boyunca aşağılanmış, soykırıma uğramış olmaları, onları neden empati sahibi, barış ve eşitlik yanlısı insanlar yap(a)mıyor? İsrail yönetiminin içinde olduğu durumu, bir Alman atasözü şöyle açıklar: "Önce para, sonra ahlak gelir!" (Zuerst kommt das Geld, dann die Moral!). Yine, sosyal psikolojiden/ siyaset bilimlerinden tanıdığımız iki kavram da bu zihniyeti anlamada bize yardımcı olabilir:

. Chiliasm;

. Eskatoloji.

Bilmeyen ve meraklı okuyucularım, bunların ne anlama geldiklerini internetten araştırabilir.

Bir hatırlatma:

Tüm Ortadoğu'yu kan gölüne çevirme ve yağmalama planında İSLAM TERÖRİZMİ BAHANESİ olarak kullanılan 11 Eylül 2001 eylemleri de USRAEL (yâni o zamanki gizli adıyla: BUSH-NETANYAHU-ÇETESİ) tarafından organize edilmiştir.