Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Olgun YÜKSEL


GELENLERİN, SESLERİ DUYULUYOR

GELENLERİN, SESLERİ DUYULUYOR


 

       Değerli  Okurlar, her taraf kan içinde iken bunlardan kaçmak mümkün değil.  Yine biraz savaş ve  sorular sorarak, kısa yazmaya çalıştığım bu gün sorulara cevap aramaya çalışacağım. Soracağım bu sorulardan sizlerde bazı çıkarımlar yapabilirsiniz. 

1. Hamas, 13 gün önce yapmış olduğu saldırı ile neyi hedeflemiş olabilir?

Bana göre bu saldırıyı planlayan Hamas değildi. Hamas, kuruluşu itibari ile bir aparattır. Yaser Arafat’ın Dünya da ki popüleritesi İsrail’in saldırılarını her zaman meşru olmaktan çıkarıyordu. Yaser Arafat süreci iki devlet aşamasına getirmiş ve iş İsrail’in Filistin Devletini tanımasına kalmıştı. İşte bu sürecin akamete uğratılması için hiç olmadık bir dönemde ortaya Hamas çıktı ve Gazze’deki seçimleri kazanarak Yaser Arafat’ın aksine politikalar izledi. İsrail’i tanımayacağını, işgal ettiği toraklardan çekilmediği sürece savaşın devam edeceğini bildirdi. Bunu destekleyen eylemleriyle İsrail’in harekâtlarına da (biz hiçbir zaman meşru olduğunu kabul etmiyor olsak ta) Dünya Kamuoyu nezdinde İsrail’e meşruiyet kazandırdı. Son eylemi de yine bu sürecin daha büyüğüydü. Anlaşılacağı üzere eğer Hamas olmasaydı, Armagedon için sebep ortadan kalkacak ve olamayacaktı.  Bu durum İsrail’in ve siyonizmin asla kabul edebileceği durum değildir.

2.  Dünya, Armagedon savaşına hazır mı?

Bana göre hayır. Pasifikler gibi devasa bir sorunu varken ABD’nin Ortadoğu ile uğraşacak zamanı yoktur. Çin zamana oynuyor ve pasifikler dışında ABD’yi meşgul edecek her eylemi İngiltere ile birlikte destekliyor. Hamas’ın bu eyleminin İngiliz aklı olabileceğini değerlendiriyorum. Dünya bankacılık ve Finans sisteminin patronu olan o meşhur aile Londra merkezlidir. Çin’e çok büyük yatırımı vardır. Günümüz devasa Çin ekonomisinin mimarı da onlardır. Bugün yaşadığımız sorun, Londra merkezli finans ile enerji ve sanayi kollarına hükmeden Newyork merkezli ailelerin büyük savaşıdır. Londra-Pekin hattı,  şimdilik Washington-Telaviv hattını Gazze’de oyalıyor. Olan Gazze’de ki masum halka oluyor. İsrail pilotları bir anda Gazze de bir hastaneyi vurarak 500 civarında çocuk, kadın, yaralı, hasta insanı katletti. Yeni düzen de ki bu mücadelede insan kavramının bir kıymeti yoktur. 

3.  ABD neden uçak gemilerinin de bulunduğu donanmasının en önemli kısmından bazılarını bölgeye gönderdi? 

Birinci amaçları, doğrudan Türkiye’nin olası müdahalesini önlemektir. İkincisi, Türkiye’ye, tarafını seçmeye zorlamaktır. Üçüncüsü Çin’in Ortadoğuya gelmesine engel olmaktır. Dördüncüsü, Doğu Akdeniz enerji kaynaklarına Türkiye’nin erişimini engellemektir. Beşincisi, bölgede 3. Ve 4. taraflarında katılabileceği büyük çatışmaların önüne geçerek,  tekrar Pasifiklere dönmektir. Bunun için Gazze’de Tüm Dünya’nın öfkesine, nefretine yol açan eylemi kurgulayıp, İsrail’in elinden meşru müdafaa kartı alınmıştır. Hastane’ye yapılan saldırıya kadar olayın gidişatı başkadır. Hastane saldırısından sonra ise gidişat başka türlü olacaktır. Bundan sonraki gidişatta amaçları çatışmayı Gazze ile sınırlı tutmaktır. İsrail’in Gazze’ye bu saatten sonra kara harekâtı yapacağını da sanmıyorum. Muhtemelen kuşatma ile birlikte her türlü insani ihtiyaçlardan mahrum bırakıp,  psikolojik harekâtla ve baskı altına alarak boşaltmaya çalışıyorlar. Bombardımanlara aynen devam edilecektir.  Hamas’ın bu eylemine karşılık, Gazze topraklarını İsrail’e verip Gazzelileri de Mısır ya da Suud-i Arabistan’a göndermeyi planlıyorlar. Bu bölgedeki gerginliği de bu şekilde sonlandırmayı amaçlıyorlar. Tabii ki başarabilirlerse. 

4.  ABD’nin bölgeye konuşlandırdığı ve Türkiye’ye karşı tehditkâr duruş gösteren donanmasından korkmalı mıyız?

        Değerli okurlar, Türkiye’nin mevcut imkan ve kabiliyetleri dikkate alındığında, hasımlarımızın, her biri 10-15 parça gemilerden ve denizaltılardan oluşan Uçak gemisi filolarından 2 Uçak gemisi Filosu, ABD’den, bir Uçak gemisi filosu İngiltere’den ve bir grupta Fransa’dan bölgeye geldiler ve bir kısmı da yoldalar. Tüm bunların tamamı elbette İsrail’i Hamas’tan veya Hizbullah’tan korumak için gelmiyorlar. Kesinlikle Türkiye’yi Doğu Akdeniz’e sokmamak hatta uzaklaştırmak için geliyorlar. Bu filoların bulunduğu her nokta şükürler olsun ki karadan gönderilecek savunma silahlarımızın ve taarruzi teçhizatlarımızın menzili içindeler. Bunların zaten kara güçleri bölge de mevcut değildir. Öyle, 2-3 bin kişilik kuvvetler ile, hatta yüzbinler de olsa fark etmez, Türkiye Cumhuriyetini işgal edebilecek güçler değildir. Kaldı ki Türkiye’ye Kara gücü ile müdahale edebilecek bir güç henüz Dünya’da yok. Dünya’nın konvansiyonel (Nükleer olmayan) anlamda en operasyonel ve en savaşçı Ordusuna sahibiz. Bu bir hamaset değildir. Donanma ve üzerindeki Hava güçlerini göstererek Türkiye’ye güya gözdağı veriyorlar. Söylüyorum, o donanma batar. Ben Silahlı Kuvvetler bazında çok rahatım. Umarım bizim bölgedeki bir unsurumuza saldırı olmaz. Eğer hasbelkader böyle bir şey olursa Pasifikler vs. tüm söylediklerimi söylenmemiş kabul edin. Bu artık gerçekten 3. Dünya Savaşının tescilidir. Beklemiyorum. Fakat şüpheciyim. Öyle ya, ülkeleri, salak ya da, delilerin yönettiği bir Dünya’da yaşıyoruz.  Dünya hiçbir zaman, bu kadar devlet adamı sığlığı yaşamamıştır. 

        Neyse yine uzun oldu. Devam ederiz.  Hatırlatayım, bizim en zayıf karnımız ekonomidir. İşte, görüldüğü üzere Mili Güç unsurlarından bir ayak sıkıntılı oldu mu, kıvranıp duruyorsun.  Rusya’yı ve Asya’nın diğer güçlerini analiz edemedik. Bakacağız. 

Kalın sağlıcakla…