Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Mehmet Ali AYDIN


GÖNLÜM AKLIMA SÖZ GEÇİREMİYOR

GÖNLÜM AKLIMA SÖZ GEÇİREMİYOR


İnsanın en önemli açmazlarından biri de zaman zaman içine düştüğü çelişkidir. Bazen gönlünüzden öyle şeyler geçer ve duygularınızın esiri olur ve gönlünüzden geçeni yapmak istersiniz. Fakat yapmak istediğiniz şeyi aklınız ve mantığınız kabul etmez ve yapmanıza engel olur.

Günümüzde yaşı kırk civarı olanlar geçmişte yaşananları, yaşadıklarımızı bilmezler ve dünyayı hep bu günkü gibi sanırlar. Bazen karşılaştıkları zorluklar sonucunda isyan noktasına gelirler ve kabahati de tabii ki ülkeyi yönetenlere bulurlar. Bir kesim vardır ki bunlara ne yaparsanız yapın, bir elleri yağda bir elleri balda olsa bile şikâyet edecek bir şeyler bulurlar.

Gönül istiyor ki bunların istediği yamalı bohça iktidara gelsin, altı parti ve arkadan destekçisi HDP denilen terör örgütünün ön bahçesi de gizli ortak olarak bunları desteklesin. Görsünler ülke nasıl yönetilirmiş. Herkese paylaşılan bakanlıklar kimlere nasıl peşkeş çekiliyor ve kendi seçtikleri kendilerini nasıl süründürüyor anlasınlar. Bu ülke yıllarca koalisyonlardan neler çekti anlasınlar ve yaşasınlar istiyor.

Fakat aklım bu fikre isyan ediyor. Çünkü özellikle CHP denilen partinin yıkımlarını sağ partiler iktidara geldiklerinde onların beş yıllık tahribatını elli yılda düzeltemiyorlar. Biz bunu yaşadık ve gördük. Dürüst dedikleri Ecevit iktidarında (çok kısa da sürse) hiçbir suçum, soruşturmam, cezam dahi olmadığı halde ilk işi beni sürmek oldu. Çalıştığım yerde branş olarak tek olmama rağmen, sürüldüğüm yerdeki lisenin yedi sınıfı vardı ve ben dördüncü branş öğretmeni olarak oraya sürülmüştüm. Görev yapamadım, çünkü oranın adı küçük Moskova idi. Sadece fikrim, düşüncem ve inançlarımdan dolayı sürülmüştüm.

Düşünün şimdi; bunlar iktidara geldiler artık başta sağ görüşlü olduğunu sanan memurlar başta olmak üzere harita üzerinde yer aramaya başlarlar.

Bu yazıyı neden yazdığımı birazdan açıklayacağım. Özellikle ülkemizde gün geçmiyor ki anketler yapılmasın ve bu anketlerle başta kararsız olduğu söylenen bir kitle var önce onları manipüle etmek sonra da diğer seçmen kitleleri yönlendirmektir amaç. Öncelikle ben bu karasızlığı anlamıyorum. Ne demek karasız. Hak ile batıl arasında karasızlık mı olur?

Anketlerden hangi sonucu almak isterseniz, mekânı ona göre seçersiniz. Mesela, CHP’yi çoğunluk olsun mu istersiniz. O zaman kahvehane, kumarhane ve meyhane de anket yaparsınız. Kahir ekseriyetle birinci çıkarırsınız. Ama ankete cami cemaatinin olduğu yerde yaparsanız orada onlara pek oy çıkmaz. Hüsrana uğrarsınız. İstediğiniz partiyi yüksek çıkarmak isterseniz mekânı ona göre seçersiniz. Ne yazık ki ülkemizde anketçilik bu. Kimi memnun etmek isterseniz ona göre anket yaparsınız. Ama seçimler yapıldığında ankete güvenenler hüsrana uğrarlar.

Geçtiğimiz günlerde ORC adında bir anket şirketi Z kuşağı denilen 17-25 yaş arası gençler arasında bir anket yapmış ve kamuoyu ile paylaşmış. Z kuşağı ne demekse. Zorla gençleri sınıflandırarak bölücülük yapıyorlar, bu başka bir sıkıntı. Bu anket 51 ilde 2650 genç arasında yapılmış. Buna göre bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz sorusuna gençler şu şekilde cevap vermişler. Tabi bu arada sonuçları aşağı yukarı tahmin ettiniz.

Buna göre:

Gençlerin %25,6 sı CHP, %18,4 İyi Parti, %12,5 Ak Parti %7,6 HDP, %3,5 MHP’ye oy veririm demiş. Kalanların %4,8 diğer partilere, karasızım diyenlerin oranı %14,7 ve oy kullanmayacağım diyenlerin oranı da %12,9 olmuş.

Bu tabloya baktığımızda bu “Z” kuşağı tabir edilen gençlerin tercihi yamalı bohçadan yana ve ezici bir üstünlük sağlıyor 6+1 in oy oranı %56,4 ü buluyor. Eğer bu gerçekleşirse vay memleketin haline. Önce güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiyoruz. Arkasından anayasa değişiyor, Kılıçdaroğlu ya da başka biri kukla Cumhurbaşkanı oluyor, Meral balaları güçlendirilmiş başbakan oluyor. Arkasından memleket güllük ve gülistanlık oluyor. Yapılan köprüler ve yolar yıkılıyor. Ak Partinin yaptıklarının tamamı yıkılıp atılıyor. Menderes ve arkadaşlarından sorulduğu gibi Cumhurbaşkanımız ve Ak Partililerden hesap soruluyor. Müteahhitlere ödeme yapılmayacağı için başlanan işlerin hepsi duruyor. Arkasından her şey bedava oluyor. Elektrikler bedava dağıtılıyor, akaryakıtta dev indirim harçlıkla alıyoruz. Vur patlasın çal oynasın.

Aslında gönlüm “Z” kuşağı ile beraber. İstedikleri gerçekleşsin ve Millet ittifakı denilen yamalı bohça seçimi kazansın ve sonrası mı? Sonrası yok ama olsun. Yeter ki bu iktidar gitsin de ne olursa olsun. Ne de olsa yirmi yıldır iktidardalar artık değişsinler. Sonra da bu değişsin diyenler ebelerini görsünler diyorum da. Aklıma söz geçiremiyor, Aklım bunu kabul etmiyor ve söz geçiremiyorum. Aklım diyor ki: İyi de iktidar değiştirmek elbise, don, atlet değiştirmek gibi olmuyor. Pişmanlığınızdan geri dönmeniz için beş yıl geçmesi gerekiyor. Beş yılda da bunlar sizin sülalenizi bellerler de elinizden bir şey gelmez. Hatta elim kırılsaydı da falan dersiniz ama artık iş işten geçmiştir. Birisi bir anayasa kitapçığı fırlatır sizde kazığa geçersiniz de haberiniz bile olmaz. Yaşadığım tecrübelerle söylüyorum, bu yol çıkmaz yol. Bu iktidar sütten çıkmış ak kaşık değil. Günahları çok, yanlışları çok ama gelen gideni aratırsa hiç şaşırmayın.