Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Mustafa KÖKSAL


GÜCCÜKTÜK!

GÜCCÜKTÜK!


Yıllarca sobalı evlerde, kocaman ocak içinde, buyduğumuzda içinde kardeşlerimizle oturup ımık ımık ısındığımız o günler bu güne bin basar.

Bugün kaloriferli evde, kombili banyo, klimalı odalarda, o sıcaklığı, ocak yanarken kardeşler ile içine oturup patates közlemesinin, fındık ısıtmanın, buyunca ocak içinde bırrrr deyip kalın hırkaya sarılmanın zevki, aile olmanın o aile kokan odanın bugün neyi kaldı, kokusunu bile özler iken.

Hele mahallede ufacık dar alanda iddialı futbolu, anamın kucağını, cici anamın saçımı ğırtlamasını, yağlı ekmek yapıp habunuda ye deyişini...

Ben bugünkü olmayan bu boyalı süslü Ordu’dan yoruldum, niyemi; Ordu’mu otopark altında ezdiren başkanlara bakınca, gençlik nerde, o okullar, sımsıcak arkadaşlar, ben kokan sınıflar, kardeşlikler, öldürdünüz bu ili beyler kına yakın şimdi..

Şarkiyenin dere tarafında ve cevatın bakkalı yanında insan için yapılmış Nazip Bey Çeşmesi vardı 60 yıl önce, yaptıran babamdı belediyede.

Gençlerin var olan alanları, top depilen yerler, şimdi otomobil tekeri altında ezili ağbiler, gençliğin, huzur bulduğu, nefes alacağı alanlar, ne edek, büyükler daha eyi bilir, makamlarına yukarıdan dönerek şehre bakan odaları var.

Bizden belkide daha haççak görüyordur babalar, nede olsa yukarıdan anlakliler...

Bilmilerki bu ilde biz onca genci kayıp edik.

Biz onları en iyi tanıyanız. Bizim işimiz, hayatımız onlar, biz öğretmeniz, yüksekten bakanlar, biz Orduyuz, binlerce yüreğe dokunmuş öğretmenler.

Ordu boyalı süslü de nerede?