Hiç karşılaşmadık, yüz yüze gelmedik, ama bana hep sanki her gün berabermişiz gibi geldiniz. Ordu’ya hoş geldiniz, iyi ki geldiniz, iyi ki güzel ülkemizin başka bir kenti sizi tanıyacak. Ülkemiz sizin gibi değerler ile daha güzel yerlere gelmeye devam edecek. Takip ettiğim kadarı ile fakir, fukara babası oldunuz. Hiç bir ayırım yapmadan herkesi kucakladınız. Şefkat ve merhametli kollarınız ile bütün Ordu’yu kucakladınız. Ama yeri geldi devlete, millete ve haksızlıklara karşı çelik yumruk oldunuz. Devletimizi ezdirmediniz ve tam bir Anadolu Yiğidi edası ile hep dik durdunuz. Halkın içinde yalnız yürüdünüz. Hep bizden biri oldunuz. Bu yüce millet artık kendisinden biri tarafından yönetilme ile tanıştı. Ulaşılamayan makam odaları halkın yüzüne açıldı. Halk hep size gelirken kapıların açık olduğunu biliyordu ve şefkat ile Ordu halkını hep kucakladınız.
En son Korona Virüs illeti konusundaki vermiş olduğunuz mücadeleyi de hep takdir edenlerden birisiyim. Bu süreci çok iyi yönettiniz. Kırmadan dökmeden, 65 yaş üstü olan bizleri hiç rencide etmediniz. Bir sabah erkenden köyüme giderken simit almak için hem de iyi bir marka olan simitçinin kapısında şu yazıyordu. “65 YAŞ ÜSTÜ GİREMEZ.” Çok rencide oldum ve çok kırıldım. İyi ki bu tür taş kalplilere Allah ülke yönetmeyi nasip etmemiş diye sevinerek kendimi tesellli edip, çıktım ve gittim. Ama sizin gibi yufka yürekli çelik bilekli olan yöneticilerimizi hep saygı ile anacağız. Ben genelde bu tür yazıları veda günlerine saklarım. Eğer giderken övgü ve vedayı hak etti ise yazarım.
SİZ HAK ETTİNİZ SAYIN VALİM. GÜLE GÜLE GÜZEL İNSAN.
