Bugün, 18 Şubat 2025 Salı

Mehmet Ali AYDIN


GÜN GELİR HATIRALAR CANLANIR

GÜN GELİR HATIRALAR CANLANIR


 

Nereden aklıma geldi bilemedim nedense bu gün eskileri karıştırırken kullanmadığım cüzdanın birinde bu para elime geçti ve o günleri aklıma getirdi. Ne günlerdi o günler. Paran olur alacağın şeyi bulamazsın. Alacağın şeyi bulursun bu defa da paran olmazdı.

Günümüz gençliği pek bilmez ama bundan kırk sene kadar önce bizim böyle rakamları çok büyük ama alım gücü çok küçük böyle paralarımız vardı. Hatta bunun iki katı ve dört katı büyüklükte olanları bile vardı. 

O günlerde bizim maaşlarımız bu gün ki gibi bin liralarla değil de milyar liralarla ifade edilirdi. Şimdi tam olarak rakamı hatırlamasam da benim maaşım bir kaç milyar lira vardı. Eşimde bir kaç milyar alırdı. O zamanlar ev hayali kuramazdık, arabamızın da maaşlarla alınması mümkün değildi.

2002 den sonra fakirlik zamanımıza denk geldi de Allah'a şükür ev ve araba sahibi olabildik. Şimdi emekliyiz çocuklar büyüdü, evlendiler, herkes kendi işini kurdu, kuramayanlar devlet memuru oldu. Evlendiler çoluk çocuğa karıştılar ve hepsinin de geçim ile ilgili bir sıkıntıları yok. 

Bu güne gelecek olursak, mutlaka çalıştığının karşılığını alamayan, geçim sıkıntısı içinde olanlar var. Asgari ücret can sıkıyor, emekli maaşları günün şartlarına uygun değil. Bunların hepsini anlarım da, sunu anlamıyorum; geçim sıkıntısı içinde bin bir zorlukla geçinmeye çalışanların sesi çıkmıyor, onların yerine aylık gelirleri yüz binlerle ifade edilenler bağırıp çağırıyor.

Adam hem milletvekili, hem de milletvekilliğinden emekli neredeyse 20 asgari ücretlinin aldığını tek başına alıyor ama asgari ücretin yetersiz olduğundan dem vuruyor. Benim aldığım emekli maaşının on katını alıyor ama geçinemediğinden ve hayat pahalılığından dem vuruyor.

Bu işte bir gariplik yok mu? 

İşin bir başka yönü de asgari ücretle işçi çalıştıran patron bozuntuları var ki gözlerini bir avuç toprak doyursun, dünyayı kazansalar gözleri doymuyor. Patron geçinen bu kan emiciler işçilerin banka kartlarına el koyuyorlar, işçinin maaşını asgari ücret üzerinden yatırıp, parayı kendileri çekip, işçinin bir kaç bin lirasına çöküp kalanını veriyorlar diye duyuyoruz.

Böyle insanların bulunduğu bir memlekette bereket ve geçim olur mu? İyi ki başımıza taş yağmıyor.

Öyle insan kılıklılarımız var ki; kurt ile avlanıyor, köpek ile havlıyor sonra da çoban ile birlikte oturup ağlıyor.

Rahmeti anam "Hangi derdime yanayım ki?" diyorken ne kadar haklı imiş. Nur içinde yatsın. Mekanı cennet olsun. 

Kul hakkı ve kamu hakkı yiyenlerin ağzına ve midesine ateş dolsun