Bugün, 24 Nisan 2025 Perşembe

Abdulkadir DEMİR


GÜNCEL MESELELERE KISSADAN HİSSEYLE UFUK TURU YAPMAYA NE DERSİNİZ?..

GÜNCEL MESELELERE KISSADAN HİSSEYLE UFUK TURU YAPMAYA NE DERSİNİZ?..


 

Garip bir dervişin yolu çölden geçecektir ama tek başına yola çıkmaya cesaret edememektedir.

Yolun kenarında bekleyip çölden geçecek olan bir kervanın kervancı başından kendisini de çölü geçinceye kadar kervana kabul etmesini rica eder.

Kervancı başının müsaadesiyle çöl yolunu yarılamışken eşkıya baskınına uğrarlar.

Şakiler kervanda ne var ne yok hepsini alıp giderken garip derviş arkalarından bağırır: "Kervancı başının üstündeki yelek çok kıymetlidir, onu da alın." Şakiler dönüp onu da alırlar…

Çölün ortasında bütün varlığını eşkiyaya kaptıran kervancı başı dervişe dönerek: "Eşkiyanın yaptığı senin yaptığın kadar bana ağır gelmedi. Seni yolda gördük, aldık; yedirdik, içirdik. Bizden ne kötülük gördün de yeleğimi bile eşkıyaya aldırdın?!" der.

Derviş: "Efendim, onların zulüm ve eziyetleri ve haddi aşmışlıkları o kadar çoğalmıştı ki, gayretullaha dokunmaya dört parmak kalmıştı. Senin yelek o dört parmağı da kapatır inşallah." der.

Kıssaya göre bir müddet sonra devriye görevinde olan askerler eşkıyayı yakalar ve malları sahiplerine iade ederler.

Kıssalar da yaşanmış olup olmadığından daha ziyade verdiği mesaja bakılır.

Öyle haksızlıklar akıl dışı işler yaşanıyor ki, 

Zulüm gayretullaha dokununca..!

Görün bakalım ne olacağını çekirge bir sıçrar iki sıçrar siz anladınız onu…

Dürüstlük  ...

Hak ve doğru olan Musa'nın (as) âsâsı, bâtıl ve yalan olan sihirbazların asâlarıdır. Önce bâtıl ortaya dökülür, ardından hak ortaya....

Doğruluk, Musa'nın asası gibidir. 

Eğrilik ise sihirbazların sihrine benzer. 

Doğruluk ortaya çıkınca, bütün eğrilikleri yutar.

Güney Afrika'nın eski Başkanlarından Nelson Mandela, Başkan olduktan sonra askerleriyle bir yürüyüşe çıkmış..

Yürüyüşten sonra bir restoranta öğlen yemeği yemeye gitmişler.

 Restorantın ortasında bir masaya oturup yemek siparişlerini vermişler.

Yemeklerini beklerlerken Mandela yan masada tek başına oturan bir adamı görmüş.

Adamın yemeği masasına ulaşınca, askerlerinden birisine, git o adamı bizim masamıza davet demiştir. 

Adam yemek tabağını almış ve Mandela'nın yanına oturmuş.

Adam sessizce yemeğini yerken kimsenin yüzüne bakmamış ve göz teması kurmamıştır.

 Ancak adamın sürekli elleri titriyormuş.

 Yemeğini bitirince, sessizce kalkmış ve Mandela'ya bakmadan hoşçakalın der gibi elini sallamış.

Mandela adamın elini sıkmış ve adam masadan uzaklaşmış.

O gidince güvenlik görevlilerimden bir tanesi Mandela'ya,

"Efendim o adam çok hasta olmalı. 

Yemeğini yerken eli sürekli titriyordu" demiş.

Mandela, "Hayır hiçte öyle değil! Adamın elleri o sebepten dolayı titremiyordu," diye cevap vermiş.

O adam ben hapisteyken benim gardiyanlarımdan birisiydi.

Bana saatlerce işkence yapıldığında bağırıp bana su vermesi için yalvarırdım. 

Ama bu gardiyan bana su vermektense, alay eder, kafama işerdi diye söylemiş..

O adam hasta değildi, artık ben Güney Afrika'nın Başkanı olduğum için benden korkuyordu. 

Onu hapise göndereceğimden korkuyordu, bana yaptıklarını ona yapacağımdan, beni aşağıladığı gibi onu aşağılayacağımdan endişe ediyordu der.

 Mandela, ben öyle bir insan değilim. 

O tür davranışlar benim karakterimin ve etik değerlerimin parçası olamaz, diye düşüncesini ifade eder.

İntikam almak isteyen zihinler birileri gibi, kitleleri  darmadağın ederler. 

Kin duygusu tedavisi olmayan bir hastalıktır.

Kin duygusu, aklı ve mantığı yok eder.Kişiye ve topluma zarar verir.

Kibir güçle birleştiğinde, güç adaleti sildiğinde azgınlaşma,  istikbarlaşma başlar…  Ey bir damla sudan yaratılmış, ömrü iki nefes arasında kalmış zavallı insan gücüm var diye aldanma, elindeki güce, imkâna kanma, gücünle her şeye ulaşabileceğini sanma, elindeki gücü imkânı haktan koparma… Sana tavsiyemdir ne kadar güçlü olursan ol mutlaka ölçülü ol… 

Adalet, ancak herkesin yasa önünde eşit olduğu bir düzende tesis edilebilir. Bir ülkede adalet çıkar çevrelerinin elinde araçsallaştırılmışsa, terazi bozulmuş ve kantarın topuzu kaçmıştır. Orada devlet gücü, korku ve baskıyla toplumu hizaya getirmenin aracına dönüşüverecektir. 

Hz. Ali’nin söylediği gibi, devletin dini adalettir. Bu doğru. Şu da doğru: Toplumun ve insanlığın dini de adalettir. Adaletin olmadığı bir toplumda din de, ahlak da, özgürlük de, huzur da yoktur. Dinin amacı da adalettir. Adalet yoksa zulüm vardır. Kitab’ın dediği gibi: “Zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.”

Adaleti mümkün kılan ilkeler, bizim gibi düşünmeyenlerin de haklarını gözetebildiğimiz oranda  ‘ortak iyi’ye hizmet ederler. Çünkü müşterek yaşam alanında ihtiyacımız olan şey, lütuf ya da ayrıcalık değil, hakkaniyete dayalı bir adalettir. 

Yanlış yönetim, hayatsız bırakılan, gelecekleri çalınan, sesleri, sözleri, umutları ellerinden alınan gençleri, yaşlıları, kadını ve erkeğiyle tüm insanımızı nefessiz bırakmıştır. 

Zulmü, kula kulluğu, haksızlığı, yolsuzluğu, liyakatsizliği, otoriterliği, torpili, fırsat eşitsizliğini, gelir dağılımı dengesizliğini besleyen bu yanlış uygulamaları eleştirmek her vicdanlı insan için tarihsel bir görev ve sorumluluktur. Zira tarih, bugün yaptıklarımızı ve yapmadıklarımızı kaydetmektedir. Tarihsel hafızamıza kazınmış sayısız ‘keşke’lerimizden bizarız, bir de bu eklenmesin.

“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır”, “kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma”, “adalet gerçekleşsin de isterse kıyamet kopsun” ilkeleri, insanlığımızın sınavıdır.

GÜÇ SARHOŞU OLMA

Gücü gözünde büyüten korkaklara ve güç sarhoşlarına! 

Güçlü benim dedi Firavun bir çoban asası ile yıkıldı

Güçlü benim dedi Nemrut bir İbrahimi duruşla devrildi

Güçlü benim dedi Calut bir Davudi vuruşla yere serildi

Güçlü biziz dedi Fil ashabı gökten gelen kuş sürüsünce ezildi

Güçlü benim diyen herkes bitti, yenildi, dünya sahnesinden silindi

Güçlü benim, güç bende deme yıkılır, devrilir, yere serilir, ezilir, yenilirsin

Her müstekbir gibi zilletin dibinde gezer, taş kesilirsin

Bilsen ah! Hiçbir güç haktan güçlü değildir 

Bilsen ah! Güçlü olmak haklı olmak değildir

Ey güç budalası zalim! Gidişatın gidişat, yolun yol değil

Görünen köy kılavuz istemez yıkılman uzak değil…

Herhangi bir kavme (partiye, meşrebe, tarikata veya kişiye) olan kininiz (kırgınlık ve kızgınlığınız) sakın sizi adaletsizliğe sürüklemesin!.. (Karar verirken his ve heyecanlarınızla değil, aklınız ve vicdanınızla davranın, İslam’ı esas alın ve mutlaka) Adil olun ki takvaya yakın olan (ve yakışan) budur... Her halde Allah’tan korkun. 

Çünkü O bütün yaptıklarınızdan Haberdardır.Mâide-8

(Derleme)