Dünya, Allahu teala tarafından yaratıldığından beri
"Hak ile Batıl mücadelesi" devam etmektedir. Kıyamete kadar da bu böyle devam edecektir.
Hak sözcüğünün anlamı, hakikat, gerçekliği olma
anlamına gelmektedir.
Batıl sözcüğünün anlamı ise, boş, gerçekliği olmayan, anlamına gelmektedir.
Allahu teala nın isimlerinden biri de"Hak"tır. Yani varlığı gerçek olan anlamına gelmektedir.
Hakkın kaynağı "Allahu teala" dır. Hakkın temsilcileri başta peygamberler olmak üzere evliyalar, din görevlileri vs. tüm mü'minlerdir, müslümanlardır. Bir Müslüman bilgisi ölçüsünde
hangi görevde bulunursa bulunsun dininin görevlisidir.
Batılın temsilcileri başta şeytan olmak üzere şeytanın dostları ve arkadaşlardır.
İşte dünya kurulalıdan beri "Hak ve hakikat taraftarları ile, batıl taraftarları arasında mücadele
devam etmektedir. Kıyamet kopana kadarda bu böyle devam edecektir. Gündelik yaşantımızda bu
iki kavramı sıkça, her alanda kullanırız. Yapılan bir sohbette, bir futbol müsabakasında." Haklısın" yani gerçek senden yanadır. Veya "Haksızsın" yani
gerçek senden yana değildir. Bazen de birini "Hakem" tayin eder, aramızda kim haklı, gerçeklik kimden yana diye durumun açıklığa kavuşmasını
bekleriz.
Peygamberimiz " Hak" mücadelesinde, insanları
Hak yoluna davette, zorluklarla karşılaştığında in
sanlara beddua etmiyor. "Ya Rabbi onlar bilmiyorlar bilseler itiraz ederlermi? Bilseler, bana
böyle davranırlarmı? Bilseler beni böyle üzerlermi" diyor.
Şu günlerde, ülkemizin Diyanet işleri Başkanını, bazı basında güya tenkid etme bahanesiyle, aklı sıra alaya almaya çalışan bazı kişileri görmekteyiz.
Yine televizyonlarda insanları İslami konularda
aydınlatan, ruhları ferahlatan, çağımız insanlarının stresle boğuştuğu bir zamanda onlara moral vermeye çalışan bir ilahiyatçımıza hasta oldu diye sevinen insan görünümlü bazı mahlukları görmekteyiz.
Bu mahluklara öncelikli olarak, peygamberimizin
yaptığı gibi acımak lazım. Zavallılar! Bilmiyorlar bilseler böyle konuşurlarmıydı?
Bu mahlukların insanlık yararına yaptıkları bir şey yoktur, ama insanların yararına çalışanların üzerine çamur attığı çoktur.
Bu mahluklar, acaba Diyanet işleri Başkanının, ayrıca hasta oldu diye sevinilen ilahiyatçımızın
boyu posunu mu beğenmedilerde tenkid ediyorlar? Hayır! O zatların temsil ettiği bir misyon var. O da İslam dır. İşte asıl hınç ve düşmanlık İslam'a dır.
Bu cahil mahluklar hiç aynaya baktılar mı acaba
kendileri neye benziyor? Gündem olmaya çalışan
bu mahluklar, diğer dinlere ve görevlilerine bu
antipatiyi göstermemişlerdir. Ama konu İslam olunca münafıklıklarını saklayamayacak bir içgüdüye sahip olduklarını deşifre etmişlerdir.
Allahu teala hidayet versin.
Bu mahluklar kendilerinin halk tarafından çok sevildiği, karşı tarafın ise az sevildiği algısına kapılmışlar. Bu mahluklar bu anketi ne zaman yapmışlar? Bence böyle bir şeye teşebbüs etmesinler, hayal kırıklığına uğrayabilirler.
Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür. Hz. Mevlana