Bugün, 20 Haziran 2025 Cuma

MURAT UYGUN (Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili)


HAK YİYENLER AHİRETTE HİÇ ÜŞÜMEZLER?

HAK YİYENLER AHİRETTE HİÇ ÜŞÜMEZLER?


 

Acaba bu dünyada başkalarının hakkını yiyenler, kalplerini karartanlar, ahirette hiç mi üşümezler?

Monoton hayatımızın içinde, farkında olsak da olmasak da, bir şekilde başkalarının hakkına dokunuyoruz. Kimi zaman bir sözle, kimi zaman bir davranışla, bazen de sadece sessiz kalarak… Oysa her bir hak, bir emanettir üzerimizde. Ne kadar özen göstermemiz gerekirken, çoğu zaman hoyratça davranıyoruz.

Düşünüyorum da, bir yetimin malını çalanın, bir işçinin alın terini gasp edenin, bir kul hakkına riayet etmeyenin kalbi bu dünyada nasıl ısınır ki? Vicdan azabının o yakıcı ateşi, geceleri nasıl uyutur onları? Belki de dünya telaşı, hırs ve tamah, o içsel feryatları bastırır. Ama ya sonra?

Ahiret, hesap günüdür derler. En ufak bir zerre dahi tartılır orada. Dünyada hiçe saydığımız o küçük haklar, o incittiğimiz kalpler, o gözyaşları birer birer çıkacak karşımıza. O gün, ne mal fayda edecek ne de evlat. Tek geçerli akçe, temiz bir kalp ve helal lokmadır.

 Sanmıyorum. Dünyada başkalarının hakkıyla ısınmaya çalışanların, ahirette o sıcaklığı bulabileceğine ihtimal vermiyorum. Aksine, yedikleri her lokma, aldıkları her nefes, üzerlerine birer buz gibi çökecektir. Vicdanlarının sesi, kulaklarında çınlayacak, o karanlık ve soğuk atmosferde yapayalnız kalacaklardır.

Bizim gayemiz, bu dünyada kimsenin hakkına girmeden, helalinden kazanıp, dürüstçe yaşamak olmalı. Unutmamalıyız ki, en büyük zenginlik, huzurlu bir vicdandır. Soğuk kış gecelerinde içimizi ısıtan, işte o vicdanın sıcaklığıdır. Ahirette de bizi sarıp sarmalayacak olan, yine bu dünyada kazandığımız helal lokmalar ve kimsenin hakkına girmemiş olmanın huzurudur.

Gelin, monoton hayatımızın içinde, birbirimizin haklarına özen gösterelim. Birbirimize destek olalım, incitmekten kaçınalım. Unutmayalım ki, bu dünya fanidir ve asıl yurt, ebedi olan ahirettir. Orada üşümemek için, burada kalbimizi temiz tutalım.

Esen Kalın...