Bugün, 19 Eylül 2024 Perşembe

Abdulkadir DEMİR


HAMAS'IN KURUCUSU VE FİLİSTİN DAVASININ EFSANE İSMİ ŞEYH AHMED YASİN

HAMAS'IN KURUCUSU VE FİLİSTİN DAVASININ EFSANE İSMİ ŞEYH AHMED YASİN


 

 

1999 yılında Elcezire televizyonuna verdiği röportajda öngördü.

Yasin verdiği röportajda İsrail'in 2027 yılına kadar yıkılacağını iddia etmişti. Bu iddiasını Kur'an-ı Kerim'e dayandıran Yasin şunları söyledi:

"İsrail zulüm ve gasp üzerine kurulmuştur. Zulüm ve gasp üzerine kurulan rejimlerin kaderi yıkılmaktır. İsrail gelecek asrın ilk çeyreğinde son bulacak inşallah. Tam olarak 2027 senesinde İsrail diye bir varlığı olmayacağını söylüyorum.

Ben Kur'an'a inanıyorum. Kur'an, milletlerin her 40 yılda bir değiştiğini söylüyor bize. Birinci 40 yılda 'Felaket Dönemi' (İsrail'in kuruluşu)'ni yaşadık. İkinci 40 yıl; intifada, mücadele, meydan okuma, savaş ve misilleme dönemi oldu. Üçüncü 40 yılda, beklenen son gelecek İnşallah."

"Kur'an Medine'de geçen bir olaydan günümüze işaret ediyor" diye konuşan Şeyh Yasin sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız (Haşr suresi 2.ayet). Yani Müslümanlar Yahudilerin kendilerine galip geleceğini düşünüyordu. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Devletler, güçleri ile saldırıyor ve Müslümanlar onların başaracağını sanıyor.

Şu anki durum da aynı. Ümmetimiz Filistin'i özgürlüğüne kavuşturabilir aslında. Bizler durumumuzdan, imkanımızdan, güç ve geleceğimizde şikayetçiyiz. Onlarsa 'Dünyanın en büyük cephaneliği bizde, bizimle kim başedebilir' diyor. Onlar güçlerinden dolayı kibirli! Biz zayıflığımızdan dolayı tedirginiz. Ancak Allah'ın iradesi galip gelecektir. Saati geldiğinde bu rejim göz açıp kapanıncaya kadar yıkılacak.

Çünkü yeryüzünde bozgunculuk sürmez. Kur'an onların yeryüzünde bozgunculuk yaptığını söylüyor. Onlar yeryüzündeki değerleri parçalıyor. 'Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler (Yusuf suresi 21.Ayet)'.

 

Varsın zulüm bütün dünyayı sarsın,

Varsın sevinçler de başka bahara kalsın.

Madem ölüm tek bir defa gelecek;

O da, neden Allah için olmasın?..

 

ŞEHİD İSMAİL HANİYE 

MAKAMIN ADN CENNETİ OLSUN!

Sen, İsrail zulmü altında esir topraklarda doğdun. 

   Sen, tüm büyüklerini, aileni, sevdiklerini ve en son evlatlarınla  torunlarını hak yolunda, zalim İsrail’in saldırılarında şehit verdin. Henüz dört ay geçmeden arkalarından o büyük rütbeye sen de vasıl oldun. 

   Sonu mutlak ölüm olan bu mülevves, her türlü habasetle kirletilen dünyada salih bir mü’min, mücahid ve muvahhid bir kul olarak yaşadın.

   Filistin davasını  sen bayraklaştırdınً !

   Cihadın ne olduğunu, müslümanca bir hayat sürmenin nasıl olması gerektiğini,  iki milyarlık hayat sürdüğünü zanneden müslüman kılıklı leşlere sen gösterdin.

   Yüz yıldır küfre teslim olan müslümanlara ve onların liderlerine, lafla müslümanlık ve devlet adamlığı olamayacağını şehadetinle sen anlattın!

   Şehid evlatların ve torunlarının karşısındaki metanetini görünce kendimden, insanlığım ve müslümanlığımdan utandım. 

   Yetmiş beş yaşında olan bu pir-i faniye, Allah yolunda nasıl cihad edilir, nasıl müslüman olunur, sabır nedir, vakar nedir, islam ve iman şuuru nedir sen öğrettin.

   Bir kere daha anladım ki, halkı müslüman olan elli küsür ülkeyi müslümanlar değil, satılmış, hain korkak alçaklar, İsrail ve arkasındaki güçlerden, Allah’tan daha çok korkanlar yönetiyor.

   Onlar, “ maliki yevmi’d-din “, alemlerin Rabbi olan Allah’a değil, İsraile ve silahlarına ram ve esir olmuş, hesabı,  din gününün sahibine değil, başta zulmün mümessili küfür sisteminin bekçisi ABD ve İsrail denilen alçaklara vermenin kaygısı içerisinde geçici dünya saltanatına ülkelerini de teslim etmiş zalimlerdir.

Müslümanların şu haline bakar mısınız?

   Adına İslam cumhuriyeti dedikleri doksan milyonluk bir ülkenin, İran’ın Cumhurbaşkanına bir başka müslüman ülkenin ( Azerbeycan) bir merasimi dönüşünde suikast düzenleniyor, devlet başkanı ve beraberindekiler öldürülüyor. Ne o ülkenin ne de diğerlerinin gıkı çıkmıyor. Hepsi gerçek faili biliyor ama fail şudur demekten imtina ediyor. 

  “ Hesap soracağız, vuracağız, kıracağız, mangalda kül bırakmayacağız!..” diye naralar atılıyor. 

    Sonuç; 

o ülke defalarca vuruluyor …suskunluk… 

sessizlik… 

korkaklık…

   O ülkenin yeni cumhurbaşkanının culüs merasimine iştirak eden, İslam davasının, bugün için adam gibi duruşu olan HAMAS’ın lideri İsmail Haniye kaldığı mekanda en alçak bir şekilde şehid ediliyor, ne İran’ın ne de islam ülkelerinin istihbaratları en küçük bir tedbiri almıyor, alamıyor. Belki de …..

   İsrail, 

sadece HAMAS’a, 

Gazze’ye, 

Filistin’e, 

arap ve acemlere değil, 

Türkiye dahil tüm dünya müslümanlarına bir şeyler demek istiyor;

    “ Siz adam olmadığınız, müslümanca duruş sergilemediğiniz, İnandığınız Kur’an’ın  ve peygamberinizin haber verdiği hedeflere kilitlenmediğiniz müddetçe her birerinizin akıbeti, kaçınılmaz sonu bu olacaktır!” diyor. 

   Seyyidü’ş- Şüheda 

İsmail Haniye , 

er veya geç sonu ölümlü olan bu dünyadan rütbelerin en güzeliyle Rabbine, cennete ve cemalullaha, habibullahın şefaat halkasına dahil oldu.

   Siz Mekke ve Medine’nin hadimi olduğunu iddia eden amerikan uşağı, alçak, satılmış  Suud krallları, Ürdün’ün şereften mahrum şerifleri,  Mısır’ın darbeyle iktidarına ve müslümanların akan kanlarına ortak olan zalim Sisi’si, tüm arap ve İslam coğrafyasının alçak yöneticileri!

   Türkiye’den başka sesi çıkmayan sessiz coğrafya!…

   Ne gülmeye ne de kadınlar gibi ağlamaya hakkı olmayan yığınlar, kuru kalabalıklar!

   Ne zaman uyandıracaksınız yönetilen yöneticilerinizi!

   Ne zaman tükrüğünüzle boğacaksınız Netanyahu’nun bir avuç azgın azınlığını?

   Ne zaman süreceksiniz bölgenizdeki ABD’nin alçak haydutlarını?

   Ne zaman kapatacaksınız onların bölgedeki silahlı güç odakları,  NATO üstleri ve BM’nin İsrail karakollarını?

   Ne zaman dur diyeceksiniz bu barbarlık ve zulme?

   Ne zaman, her duyduğumda gına getiren  “ KINAMAK” sözcüğünü kullanmaktan vaz geçip; 

   “Ey ümmet seferdeyiz! Cihadımız, gazamız, seferimiz mübarek olsun! Topyekün ümmet olarak ya şehadet ya zafer ! Cihadınız ve gazanız mübarek olsun! Seferdeyiz, cihattayız !..” sesini ne zaman duyacağız?

   Artık kınamak, bağırmak, şov yapmak zamanı değil. 

   Şayet onlar kıyameti yaklaştırmak istiyorlarsa, armegedonu arzu ediyorlarsa, o zalimler korksun kıyametten. Çünkü onlar için ebedi cehennem, inananlar için de ebedi cennet var. Yoksa siz ey müslümanlar!

ahirete, cennete, şehadet ve cemalullaha olan imanınızda bir zaaf, dünyaya esir olup Vehn hastalığına mı uğradınız topyekün?

    Bu şehadet, dilerim yeni bir milat olsun ümmet için. 

Mutlak ve şehadete kitlenmiş bir şuuru kuşanmaya vesile olsun.

    Senin şehadetine gıpta ediyorum Serdar-ı Şüheda!

  Zulümle abad olmayı düşünüp, zalimlere ses çıkarmayanlar, bilin ki, sonunuz hüsran olacaktır. 

     Ey İslam coğrafyası! 

    Siz, önce başınızdaki haydutları kovun! 

Sonra da onları size musallat edenleri!

   Kendi zalimlerinizden, başınıza bela edilenlerden kurtulmadan, uzaktaki zalimlerden kurtulamazsınız.

   Zalimler için yaşasın cehennem!

   Benim iman ve tevhid kardeşim Büyük Şehid İsmail Haniye!  Vuslatın ve şehadetin mübarek olsun. 

    Rabbimin sana nasip buyurduğu o şehadeti bana da, tüm arzu edenlere de lütfetmesini diliyorum.

    Sana ve imanına, o asil duruş ve vakarına, o üstün şehadet aşkına gıpta ediyorum.

    Resulullah’a bizden de selam ilet. 

Deki; 

   Ümmetin bitmiş, söylediğin o vehn ( ölüm korkusu, dünya ve malına olan sevgi) hastalığına esir olmuş. 

    Müslümanların başına musallat edilen yöneticileriyle, dünyaya tapan tüm şehadet karşıtlarını şikayet etki, nusret-i ilahi imdata veya gazab-ı ilahi helaka vesile olsun.

    Gazze ve Filistinli mücahitlere sabır diliyorum. Başınız sağolsun diyorum. 

(Derleme)

Her insan bir kere ölmeyecek mi? O da neden şehitlik olmasın? Rabbimiz bize de, katında makbul bir şehitlik lütfetmesi niyazımla….

HAYIRLI CUMALAR