Benim dünya görüşümü bilmeyen yoktur. Sosyal medyada arkadaşım olanlar da benim siyasi yapımı iyi bilirler.
Ben gençliği ülkücü camiada geçmiş ve ocak kültürü ile yetişmiş ve de bu kimliğim ile her an gurur duymuş bir kardeşinizim. Bir dönem ANAP da politika yaptım. Belediye Başkan yardımcılığı görevinde bulundum. Bir dönem MHP’de politika yaptım ve Devlet Bahçeli’nin daveti ile Belediye Başkan Adayı oldum. Daha sonra da Tayyip Erdoğan’ın daveti ile bu misyona katıldım. O zamanlar Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı ve ben de Ordu Belediye Başkan Yardımcısı idim. Tayyip Erdoğan beni bu misyona davet etti. (RP dönemi). Daha sonra AK Parti’den Belediye Başkan Aday adayı oldum. Enver Yılmaz beni adaylık için davet etti. Başkan adayı olamadım ve ardından AK Parti’den belediye meclis üyeliği yaptım.
Ben Turgut Özal, Alparslan Türkeş, hacılık arkadaşım Muhsin Yazıcıoğlu, Devlet Bahçeli ve Tayyip Erdoğan’ı seviyorum. Bu partilerin hepsi miili ve manevi değerlere sahip çıkan ülke sevdalılarının bulunduğu partiler. Ben bu partilerde hep ülkücü kimliğim ile bulundum, ne ben, ne de bu partiler benim ülkücülüğümden rahatsız oldu. Bu partilerin tümüne ben davet edildim. Çünkü biz hep aynı yolun yolcularıyız. Bir kaç defa yazdım ve tekrar edeyim; Tayyip Erdoğan benden daha büyük ülkücü . Ülkesine her şeyden çok sevene biz ülkücü diyoruz. O halde Tayyip Erdoğan benim gözümde Ülkücüdür. Son yıllarda uzun süre siyasetin dışında kaldım. Son seçimlerde ilk defa davet edilmeden bir göreve talip oldum. Meclis üyeliğine talip oldum. Sadece İl Başkanı Halit Tomakin ve Milletvekilimiz Metin Gündoğdu ile istişare yaptım ve müracat et dediler ama yardımcı olmadılar.Bir dönem daha belediye meclis üyeliği yapmak istiyordum. Kafamda bazı mega projeler vardı ve onları gündeme getirmek istiyordum. Ama partime küsmedim. Hala buradayım. Ama bana söz verip de beni refize edenlerin akıbeti hiç de iyi olmadı. Ben lafımı kimseden esirgemem. Karnımdan da konuşmam. Zamanını beklerim. Konumuza dönersek, son il başkanlığı görevi Selman Altaş’a verilince beni aradı ve yönetime davet etti. Daha sonra da SKM seçim koordinasyonu görevine uygun gördüler. SKM Başkanımız Özcan Gürsoy ve diğer üye arkadaşlarımız ile uyumlu bir şekilde 14 mayıs sürecini tamamladık. Şimdi bir adım daha yaklaştığımız süreci hayırlısı ile hedefine ulaştırmanın gayreti içindeyiz.
Bütün bunları şunun için yazıyorum. Ben sosyal medyada bu güne kadar siyaset yapmayan kardeşinizim. Bu ilkemi bir kaç defa da bu platformlarda yazmıştım. Sosyal medya benim için daha ziyade almancamı unutmamak için Türk Alman Dostluk Dernekleri ile yazışma merakı ile başladı. Onlarca Alman arkadaşım var. Kendim sporu, doğayı, gezmeyi seviyorum. Daha ziyade bunları paylaşıyorum. Ama AK PARTİ bana görev verdiği ve bu sorumluluğu kabul ettiğim için durum farklılaştı. Sorumluluğumu dürüstçe yerine getirmem için sosyal medyayı da bu doğrultu da değerlendirmek etik açısından bu şekilde hasıl oldu. Bütün bunlar yaşanırken; hiç bir alman arkadaşım bu paylaşımlarımdan rahatsız olmadı ve arkadaşlığımızı bloke etmedi. Ama bazı Türk arkadaşlarım benim bu siyasi paylaşımlarımdan rahatsız olarak beni arkadaşlıktan çıkardılar. Bazıları da benim tamamen demokratik tercihim olan paylaşımlarıma seviye dışı, saygıdan uzak yorumlar yapmaya kalktılar. Anında onları ben bloke ettim. Çoğu da çakma ülkücülerdi. Bu platformlarda benim de karşı görüşlü dostlarım var. Onlar da kendi fikirlerini yansıtan paylaşımlarda bulunuyorlar. Ben onlara yorum yazmıyorum, onlar da bana yorum yazmıyorlar. Benim de en yakınlarım, yakın akrabalarım karşı fikirde paylaşımlar yapıyorlar. Hatta bazılarından destek de bekledim ama hiç oralı değiller. Hoşgörümüzü muhafaza edeceğiz. Kalbimiz bazılarına kırılacak ve hatta bazı dostluk ve akrabalıklara mesafe de koyacağız. Ama birbirimizden vazgeçmeyeceğiz.
BEN BUYUM. ADIM ATANA ADIM ATARIM. KAÇANI KOVALAMAM. ALLAH SELAMETLİK VERSİN. ŞALGAMIN SIKINDAN SEYREĞİ İYİDİR. BİZ BİZE YETERİZ. ÖNCE VATAN, GERİSİ TEFFERRUAT. YANİ YOLA DEVAM.
(Seçim öncesi yazılmış bir yazı)