Değerli kardeşlerim. Herkesçe malum olduğu üzere KOVİD-19 salgını tüm hızıyla devam etmekte ve sevdiklerimizi bir bir kaybetmekteyiz. Bugün sevdiğimiz bir kardeşimiz olan Ali Toksoy kardeşimiz ve daha nice babayiğitler bu müzmin hastalığa yenik düşmüş ve aramızdan ayrılmışlardır. Bu vesileyle merhum kardeşlerimize Allah’tan rahmet, geride kalan kederli ailelerine ve akrabalarına sonsuz sabırlar diliyorum.
Daha 15-20 gün önce bir akraba cenazesinde Ali beyle buluşmuş ve konuşmuştuk. Şimdi o ve diğer kardeşlerimiz baki âlemde, biz ise fani dünyadayız. Yarın ne olacağımız belli değil. Allah’a hamdolsun bende bir badire atlatıp 14 gün temaslı olarak karantinada kaldım. Bu anlamda sağlığın ve hür yaşamanın ne anlama geldiğini çok daha iyi anladım. Bunu bir de eza, cefa çekenlere sormak lazım. İlâh-i takdirden kaçış yok ama tedbir şart. Öyleyse tedbiri alıp takdiri Allah’a bırakmaktan başka seçeneğimiz yok.
Bizi yönetenlerin, her bireyin peşine bir polis görevlendirme lüksü yok. Sonuçta önce kendi canımızı, sonra da başkalarını can güvenliğini ve sağlığını korumak zorundayız. Hal böyle olunca uymak zorunda olduğumuz tedbirler bir keyfiyet değil, toplumsal ve insan sağlığı açısından bir zorunluluktur.
Lütfen yetkililerin yapmış olduğu uyarılara ve alınan kararlara uyalım, uymayanları tatlı dille uyaralım. Bunu inatla yapalım ki, kurallara uymama sonucu biz, acı çekerken veya bu dünyadan elimizi eteğimizi çekip giderken hastalığı başkalarına bulaştırıp sevenlerimize gözyaşı döktürmeyelim. Yoksa bu faturanın bedelini ağır öder, Allah korusun tüten ocakları garip bırakıp viraneye döndürmüş oluruz.
Geçtiğimiz günlerde kaleme alıp sosyal medya hesabımda paylaştığım birkaç özlü sözü bu köşemde tekrardan okurlarımla da paylaşmak istiyorum.
Covid-19 salgınında çember gittikçe daralıyor. Bu anlamda çok kazanmak adına sağlığımızı heba etmememiz lazım. Çünkü; sağlık, varlıklı olmaktan daha değerlidir.
Değerli kardeşlerim, salgının şiddetle yayıldığı bu günlerde maske, mesafe ve temizlik kurallarına özen gösterelim. Kaldı ki, hastalığa yakalanmamak, hasta olup da iyileşmekten daha iyidir.
Bana ‘en büyük zenginlik nedir’ diye sorsalar, güler yüzlü bir arkadaş, kendini iyi sezdiren bir dost ve vücudumuzun sağlıklı olması derim.
Gerçek anlamda bir arkadaşlık sağlıklı olmaktan geçer. Çünkü sağlığın kıymeti ancak elden gittikten sonra anlaşılır.
İnsanlar çok ama daha çok kazanmak için önce sağlığını, sonra da (sözde) sağlıklarını geri almak için kazandıkları paralarını kaybederler.
Bilelim ki, hayat eve sığar ve hayat her şeye değer. Rabbim yar ve yardımcımız olsun, Rabbim herkese sağduyulu davranmayı ve başta kendi canımız olmak üzere tüm insanlık âleminin canını, kendi canımızmış gibi bilmeyi nasip etsin. Tekrardan bu müzmin hastalıktan dolayı ahirete irtihal eden kardeşlerimizi rahmetle yâd ediyor, şuanda gerek evlerinde ve gerekse hastanelerde tedavi gören kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum. Rabbim hasta yakınlarına ve o hasta kardeşlerimizle iç içe yaşamak zorunda olanlar da gönül hoşnutluğu ve metanet ihsan eylesin. Bu anlamda aslolan; hayatımızı sokağa taşıyıp kendimizi virüsün kucağına atmak değil, hayatımızı eve sığdırıp mutlu sona ulaştırmaktır.
Şimdi hep birlikte şu duaya amin diyelim inşallah. Allah’ım! Bizi, ümmet-i Muhammed’ i, ülkemizi, milletimizi ve tüm insanlık âlemini KOVİD-19 salgınından koru ve bizleri karanlıktan aydınlığa kavuştur. AMİN
