Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Abdullah ALTAŞ


HAYIR İLE DE ŞER İLE DE SINANMAK

Dünya hayatı cennet hayatı değildir.


 

"Andolsun, sizi korku, açlık, mallardan canlardan ve ürünlerden eksiltme gibi şeylerle deneriz; sabredenleri müjdele" (Bakara  suresi 155. Ayet)

   "... Sizi, hayır ile de, şer ile de deneriz"

                                  (Enbiya suresi 35. Ayet)

"İnsanlar yalnız: 'İman ettik' demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı sandılar?"

                                    (Ankebut suresi 2. Ayet)

 

Dünya hayatı cennet hayatı değildir. İnsanın doğumundan ölümüne kadar çeşitli meşakkatlerin yaşandığı mekandır. Bazen zorluk ve sıkıntıların bazen de sevinç ve mutlulukların yaşandığı bir yerdir.

Bu durum dünya hayatının doğasıdır. Hayat bir mücadeledir. Dünyada dünyanın şartları geçerlidir. Eğer burası, bulunduğumuz mekan, yaşadığımız alem şayet cennet olsaydı şu saydığımız, canımızı sıkan bizi sıkıntıya sokan eksikliklerin hiçbiri olmazdı.

Dünya hayatındaki bu sıkıntı zahmet, sınanma ve denenmelerin Allah tarafından bize mükafat  olarak geri dönüş yapılacağını bilmemiz gerekir.

Dünya hayatının en büyük çile ve imtihanını, mihnetini peygamberler çekmiş, en büyük sınanmaya ve denenmeye onlar tabi tutulmuşlardır.  Hz. İbrahim, oğlu İsmail ile. Hz. Yakub, oğlu Yusuf ile. Hz. Eyyub, hastalıklarla Allah tarafından sınanmış olan Peygamberlerden sadece bazılarıdır.

Peygamberimiz Hz. Muhammed, kendisi dünyaya gelmeden babasını kaybetmişti. Küçük yaşta iken annesini kaybetmişti. Peygamberimiz Hz. Muhammed Aleyhisselam 'ın kendi sağlığında Hz. Fatıma dışındaki bütün çocukları vefat etmişti. Hak mücadelesinde doğduğu şehirden, Mekke'den, on yıl geriye dönememek üzere Medine'ye hicret etmişti. Zaman olmuş açlıktan karnına taş bağlamıştı. Daha saymaya gerek var mı..?

Ama bu değerli insanlar hiçbir zaman çığırtkanlık yapmamış gene secdeye kapanmışlardır. Sonunda bu sınavları başarıya ulaşmış, gönüller sultanı olmuşlardır.

Bizler de müslümanlar olarak bu ayetlerin, bu gerçeklerin farkında ve bilincinde olarak yaşadığımız dünya hayatında bazen karşılaştığımız sıkıntılar ve zorluklar karşısında feryat etmemeliyiz. Çanakkale savaşında askerlerimiz, yedikleri yemeğin sayısı her gün azalmış, öyle bir zaman gelmiş ki sadece bir öğünde bir kase hoşaf'a kadar düşmüştür. Bu kahraman insanlar hiçbir zaman çığırtkanlık  yapmamışlar, o yoksulluğa rağmen düşmanları ülkemizden kovmuşlardır. Belki bugünkü imkanlardan bin kat daha yoksun olmasına rağmen.

 

Altını ateş test eder, güçlü adamları ise zorluklar. Zorluklar dostları ölçmek için en iyi tartıdır. Zorluklara hükmeden, kolaylıklara ulaşır.

 

"Zor diyorsun, zor olacak ki imtihan olsun"

                                                      (Mevlana)