Bugün, 18 Nisan 2024 Perşembe

Mehmet Ali AYDIN


HAYVANLAR KADAR İNSAN OLAMADIK

HAYVANLAR KADAR İNSAN OLAMADIK


 

Evimizin balkonundan, hemen ön tarafımızda bulunan, komşu çatıya martılar yuva yapmışlardı. Daha sonra buraya iki yumurta yaptı anne martı. Kuluçka süresi dolunca da iki minik yavru dünyamıza teşrif etti. Buraya kadar her şey tabiatı asliyesine uygun.
Yavrular biraz büyüyüp yavaş, yavaş yuvadan inmeye başlayınca çatıda yürüme eksersizleri yapmaya başladılar. Yanlarında bazen bir, bazen de iki refakatçi var. Onları devamlı kontrol
 altında tutuyorlar. Herhangi bir olağan üstü durum olduğunda, mesela yakın çatılardan birisine insan çıktığında, yada tamirat yapıldığında, etrafta ne kadar martı varsa hep beraber gövde gösterisi yapıyor ve hemcinslerine destek vermeye geliyorlar.
Diyorlar ki; "yalnız değilsiniz", bizlere de "arkadaşlarımızı sahipsiz zannetmeyin.
Bu gün sabahleyin balkondan bakınca, yavru martıların bitişik dama geçtiklerini gördüm. Geçtikleri dam ile yuvalarının bulunduğu açtı arasında 10-15 santimlik bir kot farkı var. Ve yavrular yuvalarının bulunduğu çatıya geçmek için bu maniayı aşmak zorundalar.
Fakat o kadar uğraşmalarına rağmen bunu da beceremiyorlar. Geziyorlar geliyorlar ve tekrar deniyorlar. Ama bir türlü atlayamıyorlar. Bazen anneleri, bazen de babaları bazen de her ikisi birden onları yakından takip ediyor, koruyor kolluyorlar. Acıktıklarında anneleri ya da babaları ağızlarında yemlerle gelip yavruları besliyorlar. Ama bir türlü onlara müdahale etmiyorlar, bekliyorlar ki kendileri becerebilsinler.
Ben de bunları takip ediyorum ve bu günkü yaşadığımız insanlıktan utanıyorum.
Bizde de anne ve babalar var, ama çocuklarına karşı bu kadar hassa davrandıklarını söyleyebilir misiniz? (davrananları tenzih ediyorum) Gazetelerden, televizyonlardan sıkça duyuyoruz, ne şekilde olursa olsun bir şekilde hamile kalan ve doğurduğu yavrusunu, çöp konteynerine bırakan, cami avlusuna bırakan, daha da kötüsü kendi doğurduğu yavrusunu gayri meşru bir ilişkiden olduğu için kendi elleri ile öldüren anneler ne yazık ki insan kılığında aramızda dolaşıyor.
En son geçen gün gün 31 yaşında ki bir baba üçüncü oğlunu, sevmiyorum diyerek döverek öldürüyor. Hanımını döven ve işkence eden hayvanlar bizde, erkeğini döven hayvanlar da bizde. kıskançlık krizine girip cinayet işleyen hayvanlar bizde. Boşandığı eşini katleden adam kılıklı hayvanlar bizde.
Konuyu uzatmaya gerek yok, sizler ne demek istediğimiz anladınız. Ne yazık ki hayvanlar kadar insan olmadık. "En mükemmel olarak yaratılan" insan olarak, kendi elimizle kendimizi katlediyoruz, doğayı katlediyoruz ve kısaca geleceğimizi katlediyoruz.
Belki akıllanırız ümidiyle hayvanlardan ders almamız gereken kareleri paylaşıyorum.