Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Abdullah ALTAŞ


HİPOKRAT YEMİNİ!

HİPOKRAT YEMİNİ!


Hipokrat, geleneksel olarak tıbbın babası sayılan eski Yunanlı hekim. Günümüzde de tıp öğrencileri nin diploma alırken bazı değişikliklerle okuduğu meslek yemini (Hipokrat yemini) adıyla anılmaktadır.

Hipokrat Yemini ya da bilinen adıyla Hipokrat Andı, hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının mesleklerini onurla uygulayacaklarına dair tarih boyunca ettikleri yemindir. Antik Çağ'da yaşamış ve Batı tıbbının kurucusu olduğu kabul edilen Hipokrat ya da onun öğrencilerinden birisi tarafından yazıldığı kabul edilir.

2000 yıl önce yazılan bu yemin metni aslında çok uzundur. Tanrı ve tanrıçalara and içmekle başlar. Ülkemizde belki bu kısmı ayıp olmasın diye söylenmeyip doğrudan "and içmeye" geçiliyor olabilir.

Bu " Yemin metni" şöyledir.

"Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık aleyhinde kullanmayacağıma, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlük ve onurla yapacağıma, namusum ve şerefim üzerine yemin ederim. "   

 

Hipokrat Yemini sonunda ki " Yemin etme "cümlesi, bazı tercümelerde " And içmek", bazı tercümelerde, " Söz verme" şeklindedir.

Şu sıralarda doktorlardan bazıları çalışma şartları maaşları  yetersiz olduğu gerekçesiyle  görevi bırakma eylemi yaptıklarını basından öğreniyoruz.  Doktorlarımız dan bazılarının yaptığı iş bırakma eylemi, yaptıkları bu yemine ne kadar uygundur? Yahut, elin Hipokratının yemini veya andı ne kadar tesirli olabilir?

Toplum tarafından saygın görülen bu meslek erbabı üçbeş kuruş daha fazla para için hastalarını nasıl ihmal edebilir? vatandaş karşısında kendini nasıl küçük düşürüp itibarını zedeler? Başka şehirlerden, uzak ilçe ve uzak köylerden kış mevsimini iyiden iyiye hissettiğimiz şu günlerde, kendisi veya yakınlarını, çocuklarını şifa bulmak için hastaneye getiren, planını ona göre yapmış, Allah göstermesin ciddi bir hastalığı olup hastaneye gelmiş olan bir kimsenin doktoru yerinde, hastanede bulamadığını düşünelim... Hastanın veya hasta refakatçisinin perişanlığını varın siz düşünün... Doktor nerede? Doktor greve gitmiş...  Bu durum farklı bir boyuttan bakacak olursak hastaya şiddet sayılmaz mı? Böyle bir eylemi yapan doktor halkın gözünde sıradanlaşır, ağırlığı kalmaz saygı görmez.  Bu grevi yapan doktorlar, diğer doktor arkadaşlarına da kötülük yapmış olurlar, toplum nazarında olumsuz bir algı oluşmasına neden olurlar.

Toplumun menfaatinden ziyade kendi cebi için çalışanlara toplum saygı göstermez. Maddi imkanlar süreç içerisinde telafi edilebilir, ama kaybolan itibar bir daha geri gelmez.  Bir toplumda insanın değeri artarsa eşyanın değeri azalır. Eğer eşyanın değeri artarsa insanın değeri azalır.