Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Abdullah ALTAŞ


HIRSIZIN KENDİSİNİ SAVUNMA! HAKKI...

HIRSIZIN KENDİSİNİ SAVUNMA! HAKKI...


 

Hırsızın biri birgün bir başkasının evini soyar, soyduğu evi kendi evi yapar, evine yerleştiği aileyi de kapı dışarı eder, hatta onu hizmetçisi yapar... 

Hırsız, çaldığı eve yerleşir, artık "Ev sahibi!" olarak bu evde ikamet etmeye başlar. 

Birgün bu hırsız, çaldığı, çöreklendiği evin balkonundan etrafına bakınırken bir de ne görsün! Bulunduğu evin civarında güzel ve yeni evler var!... 

Hırsızın, faltaşı gibi gözü açılır, ağzının suyu akar.. 

Hırsızın aklına o anda şeytani fikirler gelir!. 

Başkasının evini çalıp oraya çöreklenen bu hırsız komşularının da evlerine göz koyar ve onları da sahiplenmek ister. "Bu evleri nasıl çalar, bu işi nasıl kolay hallederim." diye kendi kendine planlar yapar!... 

Bu hırsız şöyle düşünür "Önce bir 'hır' çıkarırım, doğal olarak evini çaldırmak istemeyen ev sahibi 'burnunu gösterir' ben de bunu saldırmak için gerekçe olarak kabul eder çullanırım!  Sonra da, şöyle derim. 'kendimi koruma hakkım var! '" 

Hırsız hakikaten de öyle yapar. Hırsızın çıkardığı 'hır' lar fayda vermiştir! Ev sahibi, evini hırsıza çaldırmamak için direnmiş! ama bu arada da hırpalanmıştır... Evini, hırsıza dirense de, çaldırmaktan kurtaramayan ev sahibi hemen mahkemeye başvurmuş, bari hukuki yollardan evimi kurtarıp geri alabilirim! diye düşünmüş zavallı!... 

Bu davaya bakan mahkeme "Dur bi şuraya bakalım! Dur bi buraya bakalım!" derken aradan onlarca yıl geçmiş! " üstelik mahkeme, evini çaldıran ev sahibini suçlamış" İnsan hiç evinin kapısını açık bırakır mı? "demiş.  Evini çaldıran ev sahibi "Bu hırsızın hiç mi suçu yok!"  diyememiş... 

Gel zaman git zaman, bu hırsızın çocukları çoğalmaya başlamış, eh ne de olsa kendisi "Baba!" dır. 

Çocuklarının geçimini, istikbalini düşünerek, gurbete gidip çalışmaya karar verir! 

Çocuklarına der ki :"onbin km. uzakta taşı toprağı altın olan bir bölge var, orada biraz çalışıp para biriktirdikten sonra, gerekli belgeleri hazırlayıp sizi yanıma alırım!... 

Nihayet bu hırsız, çalışmak, ekmek parası kazanıp çocuklarına bakmak için gurbete gitmek üzere gemiye biner, bu hırsıza, çocukları arkasından su dökerek rıhtımdan uğurlarlar... 

Bu hırsız onbeş günlük bir gemi yolculuğunun sonunda geminin halatlarını "İskele babasına!" bağlayarak karaya ayak basar.. 

Bu hırsız, kimsenin şüphelenmemesi için bir müddet "sureti hak'tan" görünür... 

Gittiği bölgeye namusu! ile çalışıp para kazanma planı olan bu hırsıza şeytan gene musallat olur. Aklını çeler, başını döndürür... Huy bu ya!... Ne derler "Can çıkar, huy çıkmaz!"  Artık bu hırsız "Kleptomani" olmuş, hırsızlık hastalığına yakalanmıştır. Rahat durmaz bu hırsız!  Gene bulunduğu çevrede "Hır" çıkarmaya başlar!.... Ne derler :"Yavuz hırsız ev sahibini suçlu çıkarır!" Aynen de öyle yapar. 

Taa! onbin km uzaktan gelen hırsız , başkasının evini ve arsasını zorla elinden almaya çalışır. Doğal olarak evini hırsıza kaptırmak istemeyen ev sahibi de hırsıza mukavemet eder. 

Evini ve arsasını korumak için mukavemet eden ev sahibine hırsız şöyle der "Hırsızın, kendini sa vunma ve koruma hakkı! vardır " "Beni neden uğraştırıp, işimi zorlaştırıyorsun!".    Hırsızın, oraya yakın, o civarlarda aynen kendisi gibi arkadaşları da varmış!  Onlarda hırsız arkadaşlarını desteklemezler mi! "evet! arkadaşımız doğru söylüyor! derlermiş!.. 

Meğer bu hırsız biraderler daha önce aralarında hırsızlık için" Mekan" bölüşümü yapmışlar ! Onun için birbirlerinin ayağına basmazlarmış! 

Bu hırsızların "savunma" anlayışı,  da "Saldırıymış" 

Bu hırsızlara" Hırsız" dendiğini zaman, bu kelime yüzlerine vurulduğu zaman onlar bundan çok alınırlarmış! Buna rağmen gene de hırsızlığı bırakmak istemezlermiş! 

"Hırsıza, hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir."    (Fransız Atasözü)