Bugün, 30 Nisan 2024 Salı

Abdullah ALTAŞ


HİYERARŞİNİN DAYANILMAZ HAZZI

HİYERARŞİNİN DAYANILMAZ HAZZI


Artvin ilimizin bir ilçesinde henüz çiçeği burnunda bir kaymakam, bir öğretmeni aynı zamanda okul müdürünü, hiçte önemli olmayan bir konuda azarlıyor. Tabii bu sağlıklı bir iletişim şekli değil, bu bir iletişim engelidir.

Bu kaymakamın yaptığı tasvip edilemez. Gençliğine, tecrübesizliğine bağlamak gerekir. Böyle hizmet konumlarında bulunan insanların rehberlik, yol göstericilik yapması gerekir. Bu genç kaymakamın "Bilme" değil ,  "0lma" konusunda yol alacağı çok mesafe vardır. İnsanın yaşlanıpta öleceği ana kadar dünyadan alacağı dersler bitmez.

Fakat, hata sadece bu kaymakamda değil, bu işler bu şekilde oluyor algısı veren sistem ve zihniyetin de suçu vardır. Çünkü bu hep böyle gelmiş ve böyle gitmektedir. Bizler, çocuklarımız, hatta torunlarımız bu geleneği bizzat gözleri ile görerek, yaşayarak bu günlere geldik, gelmişlerdir.

"Hiyerarşide bir yere gelsek de bizden alttakileri azarlasak" susuzluğu maalesef ülkemizde eskiden kalma bir kültürdür hala.

Bu genç kaymakam, demek ki bu işler böyle oluyor, ben de böyle davranayım diye düşünmüş olabilir. Bu tarz azarlamalara muhatap ve şahit olmuş olabilir. Kendinden öncekilerden hatalı bir kültür, bir miras aldığından etkilenip onların kurbanı olmuştur.

Daha düne kadar normal bir memur, bir kaymakam tarzıyla davranır, anadolu insanı da şöyle düşünürdü  "Aman başıma bir iş gelir, işimi yapmazlar" diye bu muhatap olduğu azarlamaları sineye çeker içine atardı. Bunu kim inkar edebilir?

Biz sadece bu vesileyle sadece bir konudan bahsediyoruz. Diğer kurumların hiyerarşisi böyle değil mi?    İsterlerse, hiyerarşinin üst sıralamasında bulunanlar, tebdili kıyafet yapıp insanlara hizmet veren çeşitli kurumları denetleyebilirler.

Yıllar öncesinden okullarımızda güzel iletişim dersi koymalıydık... Üniversite den mezun olana kadar bu ders işlenmeliydi... İletişim güzel olursa sevgi ve dostluk meydana gelir...  Sağlıksız bir iletişim olursa kin ve nefret meydana gelir, kavga meydana gelir.

Bu genç kaymakamımız bir defa manevi bir yara almıştır. Geçmişte yaşayan bir şairimiz bir mısraında şöyle der "Bir defa sürçen atın başı kesilmez"

Bu kaymakamımızın da yaptığı bu hata, inşallah ona, doğru davranış nasıl olmalı? Yolunu gösterir.

Eskiden dervişin birine  Üstadım! Senin aldığın kararların, söylediğin sözlerinin, yaptığın işlerin hep doğru olduğunu görüyoruz, bunu neye borçlusun? diye sorarlar.

Derviş şöyle cevap verir: tecrübelerime diye cevap verir.

Dervişin yanındakiler tekrar sorar.

İyi de üstadım bu tecrübeleri neye borçlusun?

Derviş cevap verir: Yanlış kararlarıma!