Bugün, 31 Temmuz 2025 Perşembe

D. Mehmet ŞEKEROĞLU


"HÜKÜMDAR GÖZ YUMMAZSA..."

"HÜKÜMDAR GÖZ YUMMAZSA..."


 

Şâdi Şirazî'ye (1210-1292) ait olan sözün tamamı şöyledir: "Hükümdar göz yummazsa, eşkıya kervan basamaz!"

Yüzlerce yıl öncesinden gelip aklımda aydınlatıcı bir şimşek etkisi yapan bu müthiş sözü ben ilk defa bugün (27 Temmuz 2025) internette okudum. (Bu da benim ayıbım olsun!). 

Bu özdeyişi, 2007'de Almanya/ Hannover Üniversitesi'nde kabul edilen doktora tezimi vermeden önce bilseydim, onu büyük harflerle çalışmamın ilk sayfasına koyardım. Çalışmamda yapmak istediğim, (bilmedigim) bu sözün doğruluğunu, başka bir yoldan, "Negatif entegrasyon" kavramını ortaya atarak ispatlamaya çalışmaktı. "Aklın yolu birdir" der, bir atasözümüz.

1982'de Almanya'ya magister ve doktora yapmaya geldim; kendime bir doktora çalışması konusu ararken, "İslam kökten dinciliği'nin Alman devleti tarafından negatif entegrasyonu" konusunda yoğunlaştım. Sorun/ tesbit ettiğim çelişki şuydu: Alman resmi makamları, siyasetçileri, medya kuruluşları, akademisyenleri vs. sürekli aynı ideolojiyi yaymaya çalışıyorlardı: "İslam fundamentalizmi, Almanya için çok büyük bir tehlikedir. Almanya'yı İslam ülkesi haline getirme çabasındadır. Buna karşı gereken önlemler alınmalı; Alman yasalarına uymayan İslamcılar, ülkelerine geri gönderilmelidirler!"

Ancak, daha ilk araştırmalarım bana gösterdi ki, Almanya'daki bütün "Radikal İslamcı" cemaatler, Alman devletinin/ gizli servisinin güdümü ve tam kontrolü altında hareket etmektedirler. Yani, faaliyetlerini, devlet'e entegre edilmiş durumda sürdürmektedirler. Artık mesele, bu olguya ve dolayısıyla doktora çalışmama bir ad bulmaktı. "Almanya'da İslam'ın Negatif Entegrasyonu" oldu bu ad. (Çalışmamın kabul edilen haliyle Almanca adı: "İslamfalle Deutschland. Negativintegration und Politisierung des Kulturellen").

Yukarıda da dediğim gibi; aslında, Şâdi Şirazî'nin daha yeni öğrendiğim ve başlığa aldığım sözünü, 390 sayfada ispat etmeye çalışmaktan başka bir şey değildi, yaptığım...

Bugün bütün dünyada ve Türkiye'de gözlemlemekteyim ki; "Negatif entegrasyon" stratejisi, dünyanın ve Türkiye'nin "hegemon"ları tarafından bir iktidar yürütme ve sağlamlaştırma stratejisi olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Bu olguya Almanca  "Des Vaters Böses" (Kötü'nün Babasallığı) adını vermekteyim ve bunun çeşitli boyutlarını araştırmayı sürdürmekteyim.

KÖR NOKTA KÖŞESİ 

Doktora çalışmama dayanak olan üç söz:

1. Cato (Romalı tarihçi ve siyasetçi): "Roma, düşmanı olmadan ne yapacak şimdi!?" (Roma İmparatorluğu, son "düşmanı" Kartaca'yla birçok sonuçsuz savaş yürüttükten ve bu küçük şehir devletini uzun yıllar vergi ve asker toplama bahanesi olarak büyük bir tehdit kaynağıymış gibi lanse ettikten sonra, nihayet yerle bir edince, siyasetçi Cato'nun Roma Meclisi'nde ironiye söylediği meşhur söz).

2. Karl Lueger: "Kimin Yahudi olduğunu ben belirlerim!" (20. Yüzyılın başlarında Viyana Belediye Başkanı olarak, iyice çığırından çıkan Yahudi düşmanlığına karşı otoriter bir hükümde bulunmak için).

3. Adolf Hitler: "Yahudiler olmasaydı, onları icat etmek gerekecekti!"