İNSANLIĞIN İKİNCİ ATASI
Hz. NUH NEBİ(AS)
Hiç boşuna uğraşma, inanmıyoruz sana
Şöyle kafanı kaldır gök yüzüne baksana
Baksana etrafına pırıl pırıl güneş var
Hele gece bir bitsin, sabahtan yine doğar
Bunca kuraklık varken nasıl deniz olacak?
Dağ dere deniz olup, bizi nasıl boğacak?
Nuh’un adı Kuran’da yirmi dokuz sürede
Kırk üç defa geçerek yer alıyor devrede
Ey Nuh! Bizler gerçekten çok acıyoruz sana
Sen bu gemi işini bir yana bıraksana
Ne biçim gemiymiş bu? Ne yağmur var ne çamur?
Fazla bir su kaldırmaz yoğurduğun bu hamur
Söylediğin sözlere bu milletin karnı tok
Bak, yüzüne diyoruz, sende gram akıl yok
Sadece halkı değil, karısı ve evladı
Duymadılar babanın özündeki feryadı
Çok düşünüp taşındı, acıdı evladına
Yazık, evlat bakmadı babanın feryadına
Dokuz yüz elli sene yaşadı yer yüzünde
Yılların yorgunluğu bulunurdu özünde
Kavminin inkarını görünce Hazreti Nuh
Yalvarmıştı Allah’a, güçsüzüm hem de mağlup
Yardım eyle bana ki bunlardan kurtulayım
Senin rızana uygun layık bir kul olayım
Hiç Allah bunaltır mı böyle güzel kulunu?
Gösterdi ona elbet gideceği yolunu
Yaptırdı ona derhal, gelmişti artık demi
Çivilerle çakılı tahtalardan bir gemi
Gemi tamam olunca belirtiler görüldü
Yerle gök arasına sanki bir ağ örüldü