Yüce Allah (CC) Hadid Suresi 20. Ayette şöyle buyuruyor:
"Bilin ki dünya hayatı, bir oyun, bir eğlence, bir gösteriş, aranızda bir övünme, mal ve evlatta çokluk yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi ki bitirdikleri çiftçileri imrendirir, sonra kurumaya yüz tutar, bir de bakarsın sararmışlar, ardından da çerçöp haline gelmiştir. Ahirette ise ya çetin bir azap yahut Allah'ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir yararlanmadan ibarettir."
Ne yazık ki çoğumuz bu dünyanın aldatıcı ve geçici mutluluk veren şeylerine kapılıp gidiyoruz. Fakat unuttuğumuz bir şey var. O da dünyanın geçici zevkleri ve isteklerinin sonu yok. Heva ve heveslerimizin peşinde nefes nefese koşarken bir de bakmışız ki ölüm gelip yakamıza yapışmış.
O an geldiğinde peşinde koştuklarımızın bize bir faydası olmayacak. Bunu anladığımızda ise artık çok geç olacak. Kaybettiğimizde bulmamız mümkün olmayan şeylerin başında da zaman gelmektedir. Boşa harcadığımız her nefes bizden davacı olacak neden beni Allah'a kulluk yolunda harcamadın diyecek.
Dünyaya neden geldik ki? Cevaplamamız gereken bence en önemli soru bu. Düşünelim ve acele etmeden bu soruya mantıklı bir cevap bulalım. Yanlış cevaplar bizi hem dünyada hem de ahirette çıkmazlara sürükleyecek.
Ben önce kendime söyledim, sonra da üzerine alınanlara. Dünya derdi olup da ahiret derdi olmayanlara bir şey söylemedim. İnsanın istek ve arzularının sona erdiği ve elinde hiç bir şey kalmadığı son durağın ölüm olduğunu hatırınızdan çıkarmayın. Olur mu?
