Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Kemal MENCELOĞLU


İYİ İNSAN NASIL OLMALI?

İYİ İNSAN NASIL OLMALI?


 

 

İnsan, insan olmalı, gönlü huzur dolmalı,

Haktan mesajı alıp doğru yolu bulmalı.

 

Doğru yol uzak değil, Kuran bir tuzak değil,

Kör nefsine dur deyip onun önünde eğil.

       İyilik, sevgi, saygı, hürmet ve sevda bulaşıcıdır. Sadece virüsler değildir bulaşıcı olan, iyilikler de öyledir. Ne kadar çok yaşarsak o kadar çok yayılır, bunalımlar dağılır, geleceğe ait umut ve arzularımız çoğalır. Mutlu oluruz, huzur buluruz. Huzur veren ve huzur gören insan olmak arzumuzdur.

        İnsan ya erkektir ya kadın. Bir elmanın yarısı sen yarısı ben, böyle vücut bulur beden. Yunus misali; “ Ete kemiğe büründük Yunus diye göründük” şeklinde ifade edilen insanda çok şeyler ararız, bulmak isteriz. Karakter, güzel huy, ahlak, kabiliyet, mertlik, cesaret, dürüstlük ve doğruluk aslında hep bir birimizden beklediğimiz şeylerdir. Çünkü insanı insan yapan bu özellikleridir. Çünkü insanın;

Duruşunda asalet

Uygulamasında adalet

Bakışlarında cesaret

Görüşlerinde isabet

Kararlarında dirayet olmalıdır.

       Sağlam bir kültürü, temiz bir inancı, milli bir duruşu ve muhataplarına dostça bir dokunuşu olmalıdır. Herkes iyiki tanıdım, iyiki konuştum, iyiki buluştum diyebilmelidir. Dost gönüllere moral, motivasyon verebilmelidir.

       Dünyanın, en çok konuştuğu ve üzerinde durduğu milletimizin insan profilinde aranan bu özellikler karakterimizi oluşturur, bizi Hak ve hakikatle buluşturur. Aile, ana-baba ve evlattan oluşur, emanet olan hayatı yaşar ve Rabbına kavuşur.

       Aile, Türk toplumunun kozmik odasıdır. Onu dağıtırsan bir daha toplayamazsın. Avrupa dağıttı tekrar toplayamıyor. Siz de dağıtın diye bizlere tuzak üstüne tuzaklar kuruyor. Anlayan anlıyor fakat anlayamayanlar bubi tuzaklarına düşüyor. Aileyi oluşturan unsurları inceleyelim.

 

        ERKEK DIŞA BAKAR

Erkekler dışa bakar, kadınlar içe bakar,

Bir araya gelince birlikten huzur çıkar.

Fakat bazı kadınlar gerçekten gönül yakar.

       Her ne kadar son zamanlarda üzerinde fırtınalar koparılmış, lehte aleyhte konuşulmuş olsa da, Rabbimiz karar vermiş ve bize de bildirmiş;”Erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur...” demiş. Konumuz olmamakla birlikte aile hukuku ile ilgili çok sayıda ayetler vardır. En güzellerinden bir kaçı da Nisa Süresi (34-37) arasında yer almaktadır. Erkekler;

Yiğit ve çalışkan, ciddi ve kararlı;

İnançta önder, ibadette örnek olmalıdır.

Namazlarında hilesiz, oruçlarında firesiz,

Ailesini koruyan ve kollayan,

Evlatlarını bağrına basıp okşayan olmalıdır.

Haramlara, yalanlara karşı kapalı,

Vatan ve millet düşmanlarına sopalı olmalıdır.

Özü sözü bir, düzgün ve dürüst,

Beden namazda, gönül niyazda,

Düşmanlarına sert, dostlarına mert olur erkek.

 

        KADIN İÇE BAKAR

Bir kadındı destanımı yazandı,,

Bir kadındı yıldızlara uzandı

Bir kadındı güvenimi kazandı,

Bir kadındı cennet yaptı her yeri!...

Kadın, isterse her yeri cennete, istemezse her yeri cehenneme çevirecek kadar güçlü, kuvvetli ve kudretlidir. “Yuvayı dişi kuş yapar” sözü aslında anlatmak istediklerimizin özüdür.

       Kuran ve Sünnete dayalı İslam Kültüründe kadın konusu her mahfilde, her mekanda işlenmiş, hak ettiği değer kendisinden esirgenmemiştir. Yüce Kelamda adıyla anılan süre, Efendimizin hayatında kutlu bir nüve vardır ve hepisi kadını anlatır.

       Milletimizin geçmişin de kadına karşı çok olumlu yaklaşımlar görülmektedir. Toy toplanır, Han oturur, Hatununu da yanına oturtur. Ben sizin hanınız, bu da benim hanımdır derdi. Hanım sözünün işte böyle bir nezaketi vardır.

       “Cennet anaların ayakları altındadır” cümlesini kuran, yaşayan ve yaşatan bir peygamberin ümmetiyiz. Bundan daha güzelini kim söyledi, kim söyleyebilir? Sevgiyi, sevdayı bize öğreten ve rehberlik eden odur.

Kadın; anadır, bacıdır, haladır, teyzedir.

Kadın; sevendir, sevilendir, övendir, övülendir.

Kadın; samanlığı saraya, kulübeyi yuvaya çevirir. Tekeden sütü çıkaran odur.

Kadın; namus, iffet, izzet ve servettir. Varlığı hikmet, yokluğu nefret, bakışı kuvvettir.

       Vahyin gelişinde Hatice, Sevir Dağında Esma, Medine’de Aişe, ilk Kuran nüshasını korumada Hafsa Hanımlar daima o Kutlu Peygamberimin yanında olmuşlardır. Onlar olmadan hayat olmaz, onlar hayata can veren, gönüle heyecan veren değerlerimizdir.

Kadın; kocası kapıdan girerken gelişini, çocuklarının ağlayıp gülüşünü bilir. Sevinci, kederi, sözdeki etkiyi, yüzdeki tepkiyi bilir.

       “Kadın nasıl olmalı?” Sorusunun cevabını Yüce Rabbim verir:”Eğer O (Peygamber) sizi boşarsa Rabbın ona, sizden daha iyi, kendini Allah’a veren, inanan, sebatla ibadet eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.”(Tahrim, 66/5) Kadın;

Sabırlı sebatlı, Rabbına ibadetli, eşine itaatli,

Az bulunca sabreden, çok bulunca sarfeden,

Çocuklarına şefkatli, insanlara merhametli,

Her Allah’tan korkan gibi adaletli olmalıdır.

 

        EVLAT CENNET MEYVESİ

Hayırlı bir evlat, dünyanın en güzel süsüdür,

Hayırsız evlat, acı veren ömür törpüsüdür.

       Her insan o meyveden yemek, üzüm bağının salkımlarını huzur içinde dermek ister. Hayat onlarla güzel, mutluluk onlarla özeldir. Yüce Allah cümlemizi ana-babalarımıza hayırlı evlat, yavrularımızı da bizlere hayırlı eylesin.

Alnı secdeli, gönlü şükürlü, dili zikirli, beyni fikirli eylesin.

Düşünen, sorgulayan, hayatı algılayan,; haksızlığı, yalanı, haramı yargılayan insan olmayı Rabbım nasip etsin.

Dinli, imanlı, eli Kuran’lı , gönlü vicdanlı, aklı irfanlı olmayı nasip kılsın.

En ağır imtihan evlatlarla verilen sınavdır. Allah düşmanımı da evladıyla sınamasın. Evlat kesmez balta misali, atsan alan olmaz, tutsan elinde durmaz.

 

İyilerin tadına doyum olmaz,

Kötüyle beraber bir an  durulmaz,

Ne ararsan önce kendinde ara,

Sende bulunmayan elde bulunmaz.