Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Levent AKTAŞ


KADIN BİR ÇİÇEKTİR!

KADIN BİR ÇİÇEKTİR!


Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti.

Günümüzde Dünya Kadınlar Günü bazı ülkelerde resmi tatildir, bazı ülkelerde ise büyük ölçüde görmezden gelinir. Bazı ülkelerde protesto günüdür, bazılarında ise kadınlığı kutlayan bir gündür.

Kadın bir çiçektir. İnsan o çiçeği bilerek kırar mı, incitebilir mi, ya da kırabilir mi?

Ne yazık ki toplumumuzda kadınlar hor görülmekte, kısıtlanmakta, dövülmekte ve hatta öldürülmektedir.

Ülkemizde özellikle kadın cinayetlerinin çok arttığını görmekteyiz. Ne yazık ki, bunun önüne geçilememekte ve caydırıcı cezalar verilmemektedir.

‘Kadınların niteliği ve değeri çok geç anlaşılmış, kendilerine hiçbir zaman gerektiği biçimde davranılmamıştır’ desek, abartmış olmayız. Kadına hiçbir zaman gerçek bir bakışla; insan türünün öteki yarısı, dişisi gözüyle yaklaşılmamıştır. Kadın, bazen erkeklerin esiri, malı, mülkü, bazen de onların oyuncağı, eğlencesi, süsü - ziyneti olarak görülmüştür.

Bir evladı dokuz ay boyunca karnında taşıyan, büyüten emek veren, bir evi çekip çeviren, gerektiğinde erkek kadar cesur olan, annemiz, bacımız ve kız kardeşimiz olan bu insanların hakkı ödenmekle biter mi?

Kadınların erkeklerden beklediği, en çok ihtiyaç duyduğu şey sevgidir. Kadınlar, beynin duygusal merkezi olan sağ tarafı daha çok kullandıkları için, sevgi ihtiyaçları daha fazladır.

Minicik kız çocukları bile anne babanın yüz ifadelerini takip edip şirinlikler yaparlar ki daha fazla sevilebilmek için. Sevilen ve sevildiği hisseden kadınla yolculuk yapmak keyiflidir. Kısaca kadınlar, sevgiden mahrum ederek cezalandırmamalıdır.

Kadınlarımızın mutlu olduğu, yüzlerinin güldüğü, dövülmediği, aşağılanmadığı, itilip kakılmadığı, sevgisiz bırakılmadığı ve en önemlisi öldürülmediği nice güzel kadınlar günü geçirebildikleri güzel yılları olsun diliyorum.

Sağlıklı ve huzurlu haftalar sizinle olsun.