Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Abdullah ALTAŞ


KARANLIKLAR PRENSİ!

KARANLIKLAR PRENSİ!


Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ülkenin birinde bir prens varmış. Bu prens ülkesinde ve çevresinde "Karanlıklar prensi"  diye ünlenmiş ve tanınmış. Bu prens daha henüz çocukluk yıllarında iken "Karanlık"  hastalığına yakalandığı için bundan dolayı kendisine "Karanlıklar prensi" denilmiş ve böyle tanınmıştır.

Zamanın bütün tabip ve hekimleri tüm gayretlerine rağmen prensin bu hastalığına çare bulamamışlar... Prens karanlıktan  hoşlanıyormuş... Üstelik karanlığın her çeşidinden... Hem gece karanlığı hem zihni karanlık!...

Çevresinde bulunanlar :

-Prensim! Allahu teala, geceyi insanların dinlenme ve istirahat etmesi için yarattı! demelerine rağmen prens diretirmiş!...

Prensin çevresinde bulunanlar:

-Prensim madem karanlığı seviyorsunuz! O halde akşam olunca hiç olmazsa odanızda mum yakalım böylelikle ihtiyacınızı giderirsiniz..

Prens gene diretirmiş!..  Söylenen hiçbir şeyi kabul etmezmiş!

Prensin çevresinde bulunanlar:

-Prensim! Hiç olmazsa seni gündüz gün aydınlığına çıkaralım!  Belki böylelikle gözünüz aydınlığa alışır karanlığın olumsuzluklarından uzaklaşırsın! Gözün olayları ve hadiseleri iyi görür, daha iyi tesbit yapar daha iyi kararlar verir, dostunu ve düşmanını daha iyi tanırsın,  tüm faydaları ancak aydınlığa kavuşup onunla dost olduğun zaman elde edersin! demişler.

Ama nafile! Prens, çevresinin tüm aydınlık tavsiyelerine kulak tıkar ve ret cevabı verirmiş...  

Prens hem maddi hem de manevi olarak karanlıkla özdeşleşmiş bi defa...

Prens çevresine arada sırada şöyle dermiş :

-Ben de bir gün tüneldeki ışığı görücem, bakalım ne zaman? dermiş...

Prensi bu hastalıktan kurtarmak için zamanının filozof ve psikologlarına götürmüşler.

Filozof ve psikologlar yaptıkları çalışma sonucu  prens için nihayetinde şöyle bir teşhis koymuşlar..

"Çocukluğuna inmek lazım" demişler!..

"Karanlıklar prensi" amansız bir karanlık hastalığına yakalanmış bir kere...

Hakikaten prensin çocukluğuna inildiğinde bir dene görsünler! Her şey prensin çocukluğunda başlıyor...  Filozof ve psikologlar prensin hayatının her aşamasının karanlık ile ilgili olduğunu görmüşler...

Meğer prensin çocukluğundan yetişkinliğe geçene kadar zaman içinde, o zamanın hekimleri "aydınlık" yerine gıda diye "Karanlığı" aşılamışlar..

Biçare prens! yanlış teşhis ve tedavinin kurbanı olmuş bir kere...

Prensin yakalandığı "Karanlık" hastalığından kurtulmak için zamanın en bilgili hekim ve filozofları en son çare olarak şu tavsiyede bulunmuşlar!

Prens, ya yeşilçam filmlerinde olduğu gibi, merdivenden düşerek, bir şok geçirip "Görüyorum! Görüyorum! Artık  aydınlığı görüyorum!" diyecek.

Ya da Allah tarafından bir" hidayet "nasip olacak!.. demişler...