D. Mehmet ŞEKEROĞLU

Tarih: 18.03.2025 09:08

"KİMLİK" POLİTİKASI KİMİN FİKRİ?

Facebook Twitter Linked-in

 

Nazım Hikmet, "Ellerinize ve Yalana Dair" başlıklı o muhteşem şiirininin bir yerinde, "İnsanlarım... Yalanla besliyorlar sizi, oysa açsınız..!" diyor. Bu dizeleri, makaleme koyduğum başlık bağlamında şöyle değiştirmek isterim: "İnsanlarım... 'Kimlik'le besliyorlar sizi, oysa açsınız..!"

Buradaki birkaç makalemde "kimlik"/ "çok kültürlü toplum" kavramlarına eleştirel bir söylemle ve ısrarla değinmemin nedeni şudur: Hümanist ve eşitlikçi bir toplum kurmak için birbirleriyle dayanışmaya girmesi gereken insanlar, "kimlik" bölünmelerine ve kavgalarına sokularak , birbirlerine düşman edilmektedirler. Bu bölünme, gerilim ve çatışma; kapitalizmin ve emperyalizmin varlığının ve devamının yegane temelidir.

Okuduğunuz makalede, Suriye'de Alevilere karşı yapılan katliamlarla; Türkiye'de, Hükümet ortaklarına uygulatılan "İkinci Kürt açılımı"nı, yukarıda değindiğim "kimlik siyaseti" bağlamında irdelemeye çalışacağım.

1. SURİYE'DE ALEVİ KATLİAMI:

 Bu köşede yayınlanan "Suriye'de Neler Oluyor" başlıklı yazımda da belirtmiştim: USRAEL'in iktidara getirdiği bugünkü Suriye Hükümeti, Ağababalarının kendisine dikte ettiği "kimlik" politikasını uygulamak zorundadır. Onun da varlığının yegane şartı budur: BOP ve Yinon Planları gereği, Suriye'yi (en az) üç "kimlik"li bir yamalı bohçaya çevirmek! Yâni, Lüblanlaştırmak! Bu üç "kimlik" şunlardır: Araplar, Kürtler, Aleviler. Bunların yanı sıra, tabii Türkmenler, Dürziler, Hıristiyanlar, laiklik yanlıları, köktenci İslam yanlıları, Tarikat(çı)lar, Arap milliyetçileri vs. vs.'ler de "kimlik" çorbasının içinde çatışmacı tavırlarını sürdürmelidirler. Suriye'deki Alevi katliamı, "Mağdur et, böl ve yönet!" ilkesinden hareketle uygulanmaktadır. (Bu konuda sizlere, yıllar önce yazdığım bir makaleyi tavsiye etmek isterim, naçizane:  https://www.odatv.com/yazarlar/mehmet-sekeroglu/nedir-bu-muyto-8296 ).

2.  SELAHATTİN DEMİRTAŞ'A YAZDIRILAN BÖLÜCÜ MEKTUP:

"Kimlik" siyasetinin Türkiye'deki en açık tezahürü, emperyalizmin ve kapitalizmin bir "kimlik çatışması" alanı olarak lanse ettiği ve özellikle gündemde tuttuğu "Kürt sorunu"dur. Müesses nizamın bu yapay soruna (güya) çözüm arama çabalarının arkasında yatan asıl niyet; bu "sorun"u  SORUN olarak devam ettirmektedir. Çünkü bu nizam, gücünü "kimlik" bölünmelerinden ("böl ve yönet!") almaktadır. Demirtaş'ın 14 Mart'ta, "QAD-Barış Araştırmaları Derneği"nin web sitesinde yayınlanan yazısı, kendisine, bu BÖLÜNME ve GERİLİM'i pekiştirmek için YAZDIRILMIŞTIR! Demirtaş'ın, mektupta sözünü ettiği "yeni paradigma"nın, "Küresel emperyalizmin ve kapitalizmin" değirmenine su taşımaktan başka bir amacı yoktur. Tevfik Fikret'in, "Kanun diye diye Kanun tepelendi" dizesinde ifade ettiğine benzer şekilde, "Barış diye diye, üniter devlet yapısı ve barış tepelenmekte"dir. Mektupta Demirtaş'a söyletilen şu söze bakar mısınız: "Kürtler de kendi kimlikleri, dilleri, kültürleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci sınıf yurttaşı sahibi olacaklar." Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni/ "üniter yapı"yı imha etme niyeti, bundan daha açık sözlerle ifade edilemezdi!

KÖR NOKTA KÖŞESİ 

1. Bazı siyasetçilere, "Kürtçü kimlik" siyasetinin desteklettirilmesi sizleri şaşırtmış olabilir, beni hiç şaşırtmıyor. Emir komuta merkezinin güdümünde (aşırı) "Türkçü kimlik"in şiddetle savunulması (!) istendiğinde, o yapılıyordu; şimdi de onlardan, "Bölücü Kürtçü kimlik"in (sözümona) "barış çubuğu"nu tüttürmeleri isteniyor, onu yapıyorlar. "Hizmet" cephesinde yeni bir şey yok, yâni!

2. Suriye'deki Alevi katliamı, aslında, BOP ve Yinon Planları  (Yinon Planı için bakınız:  https://asosjournal.com/?mod=makale_tr_ozet&makale_id=36721 ) doğrultusunda, "ölümcül kimlikler"le parçalanması henüz gerçekleştirilememiş bulunan Türkiye'ye karşı (da) yapılıyor. "Kürt kimliği"nin palazlandırılmasında olduğu gibi, Aleviler de önce mağdur edilecekler, sonra da ÖCALANlaşmalarına ve saldırganlaşmalarına göz yumulacak...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —