Cumhurbaşkanımız, seçim yenilgisinin nedenlerini ortaya koymak için kazanan belediye başkanları ile Kızılcahamam'da kampa yapacakmış.
Sayın Cumhurbaşkanım size akıl vermek bizim haddimize düşmez ve de bu konuda bize sıra gelmez. Çünkü sizi yanlış yönlendiren o kadar akıl vereniniz var ki çoğu zaman aldığınız kararlar bizi incitse de bile sesimiz çıkmıyor. Çıksa da bile aradakiler yüzünden size ulaşmıyor. Biz yine de dilimizin döndüğü kadarı ile vatandaşlık görevimizi yapalım siz duymasanız bile sesimizi duymak isteyenlere duyuralım.
Öncelikle şunun bilinmesinde fayda var. Şahsen benim siyasetten bir beklentim yok. Siyasi bir kimliğimde yok. Sadece bana göre benim inandığım “Hak Yol” davasına hizmet edebilecek veya en azından takoz olmayacak partilere 1974 yılından beri isimleri ve tabelaları değişik de olsa bu yolda olan ya da destek olanlara oy verdim. Oy vermeyeceğim yegâne parti CHP’dir. Bu arada onunla yol arkadaşlığı yapanlara da benim oyum olmaz.
Sevgili Cumhurbaşkanım, özellikle pandemi ile başlayan süreçte ülkemiz pek çok felaket, yıkım ve belalarla karşı karşıya kaldı. Çok zor bir süreçten geçiyoruz. Önemli sıkıntılarla karşı karşıyayız. Hepsi kabulüm. Ama yaptığınız bazı icraatlar içimize sinmiyor. Örnek mi istiyorsunuz mesela faiz politikanız. Ehliyet ve liyakat diyerek onu bir kenara bırakıp el etek öpen, adamını bulan, riyakâr ve dava şuuru olmayan adamların önemli kademelere gelmeleri.
Gariban emekli on bin lira ile geçim savaşı verirken birilerinin çift maaş ve birkaç yönetim kurulu üyeliği kaparak aylığını yüz binlere getirmeleri bizi açıkça üzüyor, incitiyor ve küstürüyor. Siyasi dava deyip ihale peşinde koşan, arkasını partinin kodamanlarına dayayıp “haram helal ver Allah’ım senin kulun yer Allah’ım” diyen haramzadelerin gerçek dava adamlarının yerine konmalarına ne diyeceğiz.
Biz patates, soğan, poşet vs. pahalı diye başka partilere oy vermedik, vermeyiz. Maaşımıza zam yapılmadı diyerek “pireye kızıp yorgan yakanlardan” olamayız. Fakat bu bir yere kadar devam eder ve böyle devam ederse bizleri de kaybedersiniz benden söylemesi.
Hak edenlerin değil halt edenlerin adam yerine konması ve devletin her türlü imkânından yararlanması. Veya yanınızdaki adamların onları adam yerine koymaları ve değer vermeleri bizi üzüyor.
Tasarruf tedbirleri diyerek sahipsizlerin ümüğü sıkılırken sırtını kodamanlara dayayanların bu tedbirlere kıs kıs gülerek eskisinden daha fazla israf batağında debelenmeleri bizi kırıyor. Bir devlet kurumunda yönetim kurulunu oluşturan yedi-sekiz kişiye tasarruf olsun diye yerli üretim TOGG elektrikli araç tahsil ediliyor. Bu beyler kurumun mali işlere bakan görevlisine bu araçları teslim almaması bunun yerine ya Mercedes ya da Wolksvogen Passat araç tahsis edilmesi için gerekenin yapılmasını istiyorlar. Sebep 0larak Elektrikli araçların menzilinin yeterli olmaması uzun mesafelere gidilememesi gösteriliyor. Sanki bu araçlar onların kişisel zevkleri için tahsis edilmiş ve babalarının malı.
Teşkilatlarınızı emanet ettiğiniz adamlarınızı nasıl seçiyorsunuz? Haddimiz değil ama aynım kısır döngü devam ediyor aynı adamlar değiş tokuş yaparcasına nöbet değişimi yapıyorlar sanki. Bu konuda sizleri yönlendirenler kimler isterseniz bir bakın. Partinizin taşra teşkilatını oluştururken kimleri görmek istersiniz diye bir de oy veren bizlere sorsanız, fikrimizi alsanız bence iyi olur diye düşünüyorum.
Belediye başkanı diye seçtiğimiz adamların kapısı biz seçenlere kapalı, parti yönetimine seçtiğiniz veya atama ile getirdiğiniz büyüklerimizle garibanın görüşme ihtimali bile yok. Randevu alabilmek “deveye hendek atlatmaktan” daha zor. Siyasetin bir köşesinden tutanlar kendilerini bulunmaz nimet yerine koyuyorlar.
Adaylarınızın kaybettiği yerleri kazanan muhalefet adayları halkın gözüne girmek için her türlü atraksiyonu yaparken, sizin kazanan adaylarınızın bir kısmı ise gurur abidesi oluyor ve halkla irtibatını kesiyor. Kazanmamız garanti olan yerleri kaybetmemizde gösterdiğiniz adayın payı var mıdır? Gösterdiğiniz adayların teşkilatınızla aralarında sıkıntıların olması ve bu yüzden teşkilatlarınızın adayların arkasında durmamasının etkisi nedir. Bu konuda kafa yorulmuş mudur?
Başlıkta bahsettiğim gibi şimdi yeniden meşhur Kızılcahamam kampları başlıyor ve ilk olarak kazanan Büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanları ile yerel seçimlerde uğranılan başarısızlığı masaya yatıracakmışsınız. Yapma kıymetli Cumhurbaşkanım. Kazanan adamlarla kaybetmenin nedenleri görüşülür mü? Zaten onları çoğunluğu da zar zor kazanmış adamlar.
Bence siz bu hezimetin nedenlerini aday gösterip de kazanamayan adaylara sorun. Onun emrinde çalışan belediye çalışanlarına sorun. Defalarca size oy verip bu seçimde size oy vermeyen seçmenlere sorun ve sizi bize oy vermekten alıkoyan sebepleri söyleyin deyiniz.
Unutmadan söyleyeyim, teşkilatlarda yaptığınız değişiklikler, görevden aldığınız teşkilat mensupları bu seçimde acaba ne yaptılar, kime çalıştılar, sizin altınızı mı oydular isterseniz bir de bu konuda araştırma yapınız. Aday adayı olup da aday olmaya layık görmediğiniz, halbuki seçmen nezdinde gösterdiğiniz adaydan daha fazla değer ve itibarı olan adayların küskünlüğü kaybetmenizde etkili oldu mu?
Hele çalışan memurlara layık görüp de emeklilere layık görmediğiniz sekiz bin liralık zam acaba size bir cevap olarak geri mi döndü onu da bir düşünün derim. Beni ve benim gibi düşünenleri bunlar size oy vermekten alıkoyamaz ama ben ve benim gibi düşünenlerin oyları gelecek seçimde size yetmeyebilir. Benden söylemesi.