Bugün, 30 Nisan 2024 Salı

Arzu ŞENEL


KOLTUK DEĞNEĞİ

KOLTUK DEĞNEĞİ


 

 

Hazan ve yağmur kokusu ve dumanı tüten çayım ısıtırken bilgisayarımın soğuk tuşlarını, selâm olsun çağın her türlü karmaşası içinde okumaya, yazıya, Yazdıran’a vakti olanlara.

Can-ı gönülden selâm olsun…

 

Efendim malumunuz koltuk değneklerini yürümekte zorlandığımızda yürümek ve gideceğimiz yere varabilmek için kullanırız.

İhtiyaç, araç, bir süreç…

Desteksiz yürüyebildiğimiz ilk ânda da fırlatıveririz kenara.

 

İlişkilerde de bazen sizi koltuk değneği olarak kullananlar olur.

Bazen daha yolun başında fark eder göz yumarsınız.

Bazense epey bir yol alırsınız ne olup bittiğini anlamadan.

Kimileri maddi gücünüzü koltuk değneği yapar kendine.

Kimisi sevginizi, şefkatinizi, merhametinizi.

Kimisi ise sosyal çevrenizi ve makam mevkiinizi..

Belki bir partiye, belki sözü dinlenir bir bürokrata, belki kendine sosyal çevre edineceği bir derneğe/cemiyete yakın olabilmek için girerler kolunuza.

Bir yerlere gelmek, bazı meclislere sayenizde dahil olmak kısaca “VAR OLMAK” için kullanırlar sizi.

En kestirme tabirle “çıkar dostluğu”.

 

“Nasılsın?” Diye sormaların, dost görünümlü merhabaların perde arkasını anlarsınız çok geçmeden.

Sonra mı?

Amacına ulaşanın sizinle işi kalmaz.

Zamanla soğur muhabbet.

Düşer maskeler.

Madalyonun tersine döner dünya.

Bir kenara fırlatırken koltuk değneğini “Zaten boyu kısaydı, inceydi/kalındı” diyerek şikâyetlenmeyi de ihmal etmez.

Unutur.

Zira unutandır insan.

 

Peki yâ siz?

ALLAH rızası için selâmı sabahı kesmezsiniz kesmesine de artık çay soğumuştur bir kere…

Ne diyeyim çayınızı da gönlünüzü de soğutmayın…

Kol kola girin ama koltuk değneği olmayın.

Allah’a kul olun, kula kul olmayın…

Elmasın kadrini sarraf bilir, ehlinizi bulun bilmeyen ellerde pul olmayın…

Çekmeyin samimiyetsiz samimiyetleri, yalnız kalmaktan korkmayın…

 

Rabbim dostunu dostsuz bırakmaz..

Yeter ki biz O’na dost olabilelim.

Bir çay daha?

 

Sürc-i lisan etti isek affola

Kalın sağlıcakla…