Bugün, 16 Temmuz 2025 Çarşamba

Mustafa KÖKSAL


KÖTÜLÜKTE ÖLMEK İSTEMEM.


Bu kadar güzel bir dünya içinde bu kadar vahşi ve acımasız kötülük nasıl yaşar ki? Bu insan mı, bu varlık mı ölüm ölüm gezen pislikler?

İyiliği görmek için mi beklenir güzel günler bu işte deme iyiliği içinde. Bana verdiği 2 dersi var hayatımın; “ çevreni az daralt, gereksizleri hemen çıkar at.” Biliyorum ben, onlar herkese zaten işkence.

 Dost kim düşman kim, bazen en sevdiğin, en yakının arkandan iş çeviren vuran. Bazen kötü sandığına şaşarsın, acaba hatalı ben miyim diye. Cehennem varda nerede deme, insanlığın bittiği yer vahşiliği ele aldığın, ölümü hak saydığın, garibi ezdiğin, rüşveti yediğin, pisliğe bulaştığın andır sana cehennem. 

 Sende bu pisliğe dalarken biliyorsun ki, insanlık sarhoş, ne olduğunu bilmeden peşinden koşuyor, öpüşüyoruz her yerde. Kimse geçmişini kötülemesin bugüne baktığında geçmişinde saflığın daldaki incir misali lezzetli idi.

 Farabi der ki; ”Allah seni bir yere, makama getirdiğinde sen alçal ki, insan olduğunu anla.” Neyse ki bu kadar pisliği taşıyan yaşam içinde temiz kalabilenlere selam olsun. Mazlum ol ama yalaka, yavşak, kötü olma. Zalim ise hiç.

 Fazla ciddiye alıyoruz hayatı. Yoksa o mu bizle tığ yapıyor? Bazen de insanlık sarkar kilo vermiş gibi. Olsada bir dünya kursak sevdiklerimiz ile orada huzur içinde yaşlansak. Hainlerden, hırsızlardan uzak.

 Biz insanı anlamıyoruz, sandığımızı sanıyoruz. Hayata her köşeden saldıranlar, yapmayın. Ac olmayın, kötü olmayın içinden canlı çıkanı var mı? Büyüyüp çocukluk eden biz, kötü biz, katil biz, sapık biz, ezen biz…

Bir yanda hırsızlık ve zevk, bir yanda bu zevk uğruna ölen insanlık.. 

Ne iş ya?