Bu sıralar malum virüs nedeniyle çoğumuz zamanımızın önemli bir kısmını evlerimizde izole bir şekilde geçiriyoruz. Zaman, bizim aslında en iyi şekilde değerlendirmemiz gereken ve elimizde olmadan kayıp giden bir süreç. Durdurmak da mümkün değil.
Acaba evimizde geçirdiğimiz bu zaman dilimi içinde neler yapıyoruz, nelerle meşgul oluyoruz. Onca zamanı boşuna mı harcıyoruz?
Pandemi nedeniyle evimizde geçirdiğimiz zaman sürecinde, iç dünyamızla ne kadar içli dışlı olup hasbihal edebildik ve onu dinleyerek isteklerinin ne olduğuna kulak verebildik. Nefsimizle baş başa kalıp, onu hesaba çekebildik mi? Yoksa hala boş emeller ve hayaller peşinde miyiz?
Evde kaldığımız ve kendimizle baş başa olduğumuz zamanlarda, yatırımlarımızı nereye yaptık? Hak ve hakikatlerle yüzleşebildik mi?
Ömür denen sermayemizi her an tüketip, ölüm denilen gerçekle yüzleşmeye doğru hızla yol alırken, bizim için son durak olan ahiretimiz için ne kadar yatırım yapıp, sermaye biriktirdik? Yoksa nefsimizin süfli emelleri peşinde koşarak güzelim zamanları heder mi ettik?
Arada sırada kendi kendinize “Ölüm var” “Ölüm var” diye nida ederek; ölümün soğuk yüzünü hiç aklınıza getirdiniz mi? Yoksa “aman sende” diyerek geçiştirdiniz mi? Öbür dünyada mutlu olmanın yolunun bu dünyadan geçtiğini bildiğin halde “mutlu sona ulaşabilmek için bu dünyada ne yaptığını hiç gözünün önüne getiriyor ve yeterli görüyor musun?
Aslında bu pandemi dönemi, insanın kendisini teraziye koyup tarttığı bir dönem olmalı. İnsan çıktığı terazide eksik ve fazlalıkları görmelidir. Fazlalıklar yanlışlıklarsa vaz geçmeli, azlıklarsa faydalı yanları ise artırmalı ve teraziyi iyiliklerden yana ağır basar hale getirmenin yollarını aramalıdır.
Dünyalığınız için yaptığınız yatırımların, fedakârlıkların ve çalışmaların ne kadarını ahiretiniz için yaptığınıza bakmanız ve bunun muhasebesini yapmanız için bu günlerden daha güzel fırsat olur mu?
“Dünya, ahiretin tarlasıdır.” Burada ne ekerseniz, orada da onu biçeceksiniz. O nedenle, bu günleri fırsat bilip tarlaya ektiklerimizi gözden geçirip, muhasebe etmeliyiz. Böyle fırsat her zaman ele geçmez. Fırsatı ganimet bilmeli ve bundan azami istifade etmeliyiz.
Her zaman bu fırsatı bulacağımız garantisi de yoktur, hiç birimizin bir nefes sonrası için garantisi yok. Zaman denilen kavran bir su misali önümüzden akıp gitmektedir. Dünya hayatı, zevkleri, eğlenceleri ve nefsimizin süfli arzuları bizleri aldatmamalı ve zamanımızı boşa harcatmamalıdır.
Dünyalık hırsı, insana daha güzel yaşamak, dünya nimetlerinde daha fazla istifade etmek, dünyevi zevklerimizi tatmin etmek bize ahiret hayatını unutturmamalı.
Bizi dünyaya meylettiren en önemli faktörlerden biri de cehalettir. Dünyada cahil olan ahiretten de gafil olur. Cahil olmak okumamış ve diploma sahibi olmamak anlamına da gelmemelidir.
Nice okula gitmemiş, okuma yazması olmayan ümmiler nice okumuş ve diploma sahiplerinden daha ferasetlidir.
Cahil; kendisini âlim zanneden, diploma koleksiyonu yapmış, nefsinin süfli emellerinin esiri olmuş, onların peşinden koşan, dünyevi zevklerini tatmin uğruna ahiretini perişan edenlerdir. Hakikaten bütün gerçeği bildikleri halde bunları inkar edenden daha cahil kim olabilir ki?
Gerçek Müslüman bilir ki ahiret hayatı dünya hayatından daha hayırlıdır. Orada artık yapacak bir şey yoktur. Ama dünya hayatında orayı kaybetmek ya da kazanmak için yapılacak çok şey vardır.
Emellerinize ulaşmak isterken, ecelinizin de peşinizde olduğu aklınızdan çıkmasın. Üstelik de onun zamanı, saati belli değil. Daha dün sizinle beraber olan çok yakın tanıdıklarınızın bir gün sonra yanınızda olmadığını gördüğü halde ölümden bigâne kalmak kadar bir gafillik olabilir mi?
Unutmayın ki emellerinizin bir sonu olmamasına rağmen ömrünüzün bir sonu vardır. Sonu olan bir ömürde sonsuz olan boş emeller peşinde koşmak akıllı insanın işi olamaz.
Saatimizin tik-takları bize her an “ ölüm var, ölüm var” diye nida ederken bizim bu sese kulak tıkamamız ölümümüz geciktirmez. Bir gün dünyalık biriktirdiğimiz her şeyi geride bırakarak gideceğiniz aklınızdan çıkarmayın!
Ahirete götürebileceğiniz şeylerle uğraşarak bir hayat sürmeye bakın, yoksa öbür tarafta sürünürsünüz!
Pandemiden kendime çıkardıklarım. İsteyen de buradan kendine bir şeyler çıkarsın.
