Bugün, 11 Haziran 2025 Çarşamba

D. Mehmet ŞEKEROĞLU


"KUKLASIN SEN, KUKLA KAL!"

"KUKLASIN SEN, KUKLA KAL!"


 

(Kimlik diktası ve "karakter maskeleri" üzerine)

Cem Karaca'nın o meşhur şarkısını bilirsiniz: "Ustam seslendi uzaktan: Oğlum al takımları!.. İşçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları!.."

*

Sadık okuyucularım, bu köşedeki yazılarımda, dünyada ve Türkiye'de olup bitenleri biraz daha iyi anlamamıza yardımcı olabilecek şu tezleri - farklı biçimlerde - ortaya serdiğimi artık (büyük ölçüde) biliyorlardır: 

1. Dünyayı arka planda yöneten; kendisine "Küresel Firavunluk"/ "Üst DerinÇete"/ "Digital-Finansiyel Kompleks"/ "Şirketokrasi"..., gibi adlar verebileceğimiz bir GÜÇ vardır. (Onun ekonomi kanadına iki hatırlatıcı örnek: BlackRock, Vanguard...). Bu güç/ ÇETE, bizim gibi normal insanların tahayyül edemeyeceği kadar büyük miktarlarda PARAya ve kendileri tarafından iktidara getirilen Siyasetçiler/ Bürokratlar vb. ve genel olarak dünya vatandaşları hakkında, derin BİLGİ'ye/ VERİ'ye (Data) sahiptirler. "IMF"sinden, "Dünya Bankası"na; "Birleşmiş Milletler"inden, "Dünya Ekonomi Örgütü"ne; "Dünya Sağlık Örgütü"nden, "Küresel Aşı Birliği"ne; "Davos"undan "Bilderberg"ine kadar, bütün büyük KÜRESEL kuruluşlar bunların elindedir.

2. Bu GÜÇün değişmez projesi, ulus devletleri yıkıp, yerlerine Şirketokrasi'nin emrinde tek bir dünya devleti kurmaktır. (Buna verdikleri "tatlı" ad, gerçekte Masonik ve faşizan bir tuzak olan "KÜRESELLEŞME"dir).

3. ÇETE, bu amacına ulaşabilmek için kendini bağımsız sanan tek tek ülkelerde de sadece "İKTİDAR"ı değil, "MUHALEFET"i de devşirir/ eğitir/ güdümü altına alır. Yâni, onun için - Mustafa Kemal'in savaş stratejisine atıfla söylersek -, "Hattı devşirme yoktur, sathı devşirme vardır; o satıh da yıkılacak ulus devletin bütün partileri/ siyasetçileri/ ɓürokratları/ akademisyenleri/ entelleri/ sivil toplum örgütleri/ kurumları ve o ülkedeki geniş halk kitleleri'dir.

4. Tüm bu operasyonları yapabilmek için, ÇETE, sabit ve büyük DÂVA peşinde olduğunu iddia eden KİMLİK'çi siyasetçilere, partilere ve örgütlere ihtiyaç duyar. Onları, DEĞİŞMEZ KARAKTER MASKELERİ olarak, sözümona "demokratik mücadele" (!) arenasına alır. Sağcısıyla/ solcusuyla/ ortacısıyla... "Böl, ger ve savaştır"cı bir kurnazlıkla, tüm ALAN'ı kontrol eder, yönetir. Her birini (ayrı ayrı) finanse ettiği ve elinde tuttuğu MEDYAnın içine sokar ve (kimilerini "negatif entegrasyon figürü"/ "nefret paratoneri" olarak!) meşhur eder.

5. Bu KARAKTER MASKELERİnin/ "operasyon aletleri"nin ipleri ÇETE'nin elindedir. Bu "Kukla"lar, ÇETE'nin belirlediği rollerin/ emirlerin dışına çıkma şansına sahip değillerdir: Buna yeltendiklerinde afaroz edilirler; bir anda, haybeden düşen turp/ hıyar haline getirilirler: ÇETE için, getirdiklerini GÖTÜRMEK, bir çocuk oyunu kadar kolaydır. Buradaki afaroz aracı Demokles Kılıçları'ndan bazıları şunlardır: "Kaset"ler; yolsuzluk dosyaları; devşirme'nin seyir defteri... (Zaten ÇETE; yükselteceklerini, böylesine ağır DEFOlara bulaştırabildikleri arasından seçer. Başka bir deyişle: Yeteri kadar DEFO kayıdı olmayanları yükseltmez!).

6. Bütün bu kaos ve hercümerc içinde, ÇETE/ Şirketokrasi, arka planda yürüttüğü FİRAVUNCA teknolojik ve ideolojik sistemiyle/ projeleriyle ("büyük sıfırlama"/ "the great reset"; tümden (total) izleme ve kontrol, savaş, hastalık, kıtlık ve yıkım) yoluna tıkır tıkır devam eder: İnsan hayatına ve onuruna zerre kadar değer vermeden! Kendini "Homo Deus" (Tanrı-İnsan); milyarlarca insan'ı ise "lüzumsuz" varlıklar olarak görerek!

7. (Yukarıdaki altı maddenin de "dış güçler"le ilgili olması, tabii ki genel resimde eksik bir parça bırakmaktadır. Teorimde, "Alt DerinÇete" adını verdiğim "iç güçler" olmadan, "dış güçler"in bir ülkede etkili olması imkânsızdır. Türkiye'nin bugünkü (acı) durumu, bu iki gücün ortak çalışmasının ürünüdür).

*

Cem Karaca'nın "USTAM" diye adlandırdığı güç, (sembolik anlamda) işte yukarıda yedi maddede özetlemeye çalıştığım GÜÇün benzeridir. Her ikisi de, devşirdikleri ve karakter maskeleri taktırdıkları "eleman"larına; "KUKLASIN SEN, KUKLA KAL!" diyebilecek ve onlara bu emirlerini uygulatabilecek konumdadırlar...

KÖR NOKTA KÖŞESİ 

1. "DAVAdan dönmeye hakkın yoktur!" (Bir siyasetçi, artık ille de yeniden seçilmek gibi bir derdi olmadığını söyleyen siyasî ortağına; mealen).

2. İnsan fıtratında, "KUKLASIN SEN, KUKLA KAL!" emrine direnmek de vardır: "Sen Jüpiter'sen, ben de özgür insan'ım!"/ "Ferman Padişahın, dağlar bizimdir!"/ "Hürriyet ve istiklal, benim karakterimdir!"/ "Ya istiklal, ya ölüm!"... diyerek!

3. "Bu milletin tarihiyle baş etmekte zorluk çekiyoruz!" (Zamanın Avrupa Birliği Türkiye Komiseri Karen Fogg'un, kankası Mehmet Ali Birand'a yazdığı - gizli (!) - mail'den; mealen).

4. K.K.'yı görünce veya onun adını duyunca hemen aklıma geliveren iki konu var: 

- "Ekmek için Ekmeleddin!"

-  -- "Nazlı Ilıcak? Ahmet Altan? ...?" 

 "- Buradaaaaa!!"

5. Benim kabullenebileceğim tek kimlik, eşit ve özgür "insanlık"a bağlılıktır...