Kurşun dökmek, yüzlerce yıllık geçmişe sahip olan, İslamiyet ile alakası olmayan bir gelenektir. Kurşun dökme geleneği, büyüye ve nazara uğramaktan ileri geldiği düşünülen ruhsal çöküntünün ve psikolojik hastalıkların tedavisine iyi geldiğine inanılır.
Bu günlerde zor günler geçiren bazı siyasiler, moral ve psikolojilerini düzeltmek için yüzyıllar öncesine dayanan bu gelenekten medet umma ve çare bulmayı aramaktadır.
Psikolojileri bozulmuş, moralleri bozuk olan bazı siyasiler, morallerini düzeltmek ve arınmış bir duyguya sahip olmak için bu gelenekten istifade yoluna gidip, kapalı alan ve mekanlarda kurşun dökme veya döktürme arayışına girmişlerdir.
Ancak, uzmanlar, kapalı alan ve mekanlarda kurşun dökmenin, döktürmenin zararlı olduğunu, risk taşıdığını ifade etmişlerdir. Kurşun dökme işlemi sırasında açığa çıkan buharın insan sağlığını tehdit ettiğini belirtmişlerdir.
Kurşun dökme geleneği ve eylemine heves eden diğer bazı siyasiler, "Bizde de çok nazar var, kurşun dökme işi belki bize de iyi gelir" "Hem böylelikle mağdur olmuş oluruz, bu mağduriyet bize belki iyi gelir, hem böylelikle edebiyatımız gelişir, el ele tutuşup 'mağdurum da mağdurum' şarkısını söyleriz" demişler. Ama, uzmanların "Kurşun dökme işini kapalı mekan ve alanlarda yapmayın! " uyarılarını da dikkate almışlardır...
Nazardan korunmak, morallerinin düzelmesini, psikolojilerini düzelmesi için kurşun dökme ve döktürme yapmak isteyen bu siyasiler, uzmanların bu uyarıları üzerine, " Biz de, o zaman, tam olarak kapalı alan değil de, yarısı açık, yarısı kapalı alan olacak şekilde yaptırabiliriz!" "Mesela pencere!... Pencere camı olacak şeklinde yaptırabiliriz!" diye düşünmüşlerdir.
Yani kurşun, açık alandan dökülmeye başlıyor ve camdan giriş yaparak kapalı alana giriyor...
Moral düzelmesi için, asırlarca önceden gelen böyle geleneğe ihtiyaç yoktur. Moralin düzelmesi için yapılacak eylem bellidir. Moral değerlere bağlı olmak, istikamet üzere olmak. Bakın sonuç nekadar moral verici olacak.