20. yaşımdan itibaren, gazetecilik, tiyatro yazarlığı ve oyunculuğu, belgeselcilik, sendikacılık, STK. yöneticiliği, fuar organizatörlüğü, senaristlik, radyofonik oyun yazarlığı, roman, biyografi, monografi, telif, deneme, kültür ve tarih araştırmacılığı gibi, edebi, kültürel, sosyal faaliyetlerim oldu ki, bunlardan bir kaçı ile halen meşgulüm.
Resmi görevlerim: Öğretmenlik, okul Müdürlüğü, Turizm Müdürlüğü...
Vefalı olduğum söylenir öteden beri. Nitekim yarım yüz yıldır bağımızın devam ettiği dostlarım bunun kanıtıdır.
Kamuda 28 sene görev yaptım. Kendi arzumla emekli olduktan sonra köşeme çekilmedim. Çünkü, buna hakkımın olmadığına inanıyorum.
Aşağıdaki yazacaklarımın mesnedi olsun diye kısacıktan şahsımdan söz etmek gerekecek. Şöyle:
Sadece il bürokrasisini değil, üst düzey bürokrasiyi de iyi tanıdığımı net olarak söyleyebilirim.
Ez cümle: Siyaset ve bürokraside uzun yıllar bulunduğum için devlet terbiyesinden nasiplendiğimi düşünüyorum.
Yukarıdaki satırları, Sayın Valimiz (Muammer EROL Beyefendi)) ile ilgili olarak kaleme alacağım metnin dibâcesi (giriş) niyeti ile yazdığımı belirtmem her halde yerinde olur.
Vali Bey, geçen yıl, Ağustos'un 2. yarısında makamına oturmuştu. Çok geçmedi, hiç aksatmadan her sabah 07.30'da makamında olduğu konuşulmaya başlandı kamuoyunda ve kendilerini ziyaret eden kim olursa olsun iade-i ziyaret yaptığı gündem oldu. Bir yandan da devlet işlerini aksatmadan yürüttüğü kulaktan kulağa yayıldı. Ziyarete gidenlerin ifadelerine göre, Vali Bey, kim olursa olsun asansöre kadar uğurluyor. Gelen ziyaretçilerle makam masasında değil, aralarına oturarak konuşuyor ve dinliyor.
Muhterem Valimize ailesiyle birlikte Allah Selamet versin. Halkın duası hiç eksik olmuyor.. 09.03.2024
Not: Bir sonraki yazımızda konuya devam edeceğiz..