Bugün, 19 Eylül 2024 Perşembe

Abdulkadir DEMİR


MALAZGİRT RUHU VE SULTAN ALPASLAN...

MALAZGİRT RUHU VE SULTAN ALPASLAN...


 

Her yıl gelen Ağustos ayında millet olarak bizler, 26 Ağustos 1071 tarihinde Anadolu’nun kapılarını İslâm’a açan Malazgirt Meydan Muharebesini, 30 Ağustos 1922 tarihinde Anadolu’nun kapılarını düşmanlara kapatan Başkomutanlık Meydan Muharebesini ve diğer zaferlerimizi hatırlarız.

Tarihimize gider, ondan aldığımız güçle bugünümüzü ve geleceğimizi inşa ederiz. Bizi başarılı kılan, zaferlere ulaştıran ruh ve manayı anlamaya çalışır; bundan yüksek bir şuur elde etmeye gayret ederiz.

Zaferler ayında bize düşen, zaferlerle övünmek değil; bu zaferlerin nasıl elde edildiğini; zaferlerin arkasındaki yüksek inanç ve ruhu iyi anlamaktır. Bugün de aynı iman ve teslimiyete sahip olup olmadığımızın muhasebesini yapmaktır.

Unutmayalım ki ecdadımıza bu yüksek ruhu kazandıran “din-i mübin-i İslâm” dır. Onlar i’la-yı kelimetullah uğruna yaşamışlardır. Allah adı en yüce olsun diye mücadele vermişlerdir. Yeryüzünde hak, hakikat, adalet, hukuk, ahlak, barış ve huzur egemen olsun diye çaba sarf etmişlerdir. İslâm’ın barış ve esenlik dini olduğunu bütün dünyaya göstermişlerdir. Mazlumların sığınağı, zalimlerin korkulu rüyası olmuşlardır. Şehadet arzusunu hiçbir zaman yüreklerinden eksik etmemişlerdir. 

Din, iman, millet, vatan ve mukaddesat uğruna gerektiğinde candan ve canandan vazgeçmeyi göze almışlardır. “Allah, müminlerden, mallarını ve canlarını cennet karşılığında satın almıştır”ayeti gereğince hareket etmişlerdir.

Tarih boyunca bizlere zaferler kazandıran bütün büyüklerimizi, ecdadımızı, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve şükranla yad ediyor ruhları şâd olsun diyorum..

“Ben Ahlat'ım...

Ben çağlar ötesinden

Akıp gelen bir sel’im

Ben tarihle bir doğdum

Ben tarihle giderim

 

Bende kutsaldır toprak

Kazma vurma öyle bırak

Mihenk taşı bulamazsan

Birde benim taşıma bak

 

Ben kubbet-ül islam denen

Üç şehirden biriyim

Ben asırların değil Çağların eseriyim

 

Ben hâl’im, ben âti’yim, mâzi’yim

Ben erzan hatun, ben dede Maksud

Ben Abdurrahman gâziyim...

 

Alpaslanı malazgit'e ben yolladım

Ertuğrul'un osman bey'in beşiğini ben

Salladım

 

Bende güneş başka doğar

Benim yıldızlarım daha parlaktır

Benim göklerim mavi

Mehtabım ak’tır

 

Ben sabır taşıyım

Adım ve tarihimdir saltanatım

Beni hâlâ tanımadınızmı

Ben Ahlat'ım”

 

Kubbet-ül islam, 

Yetiştirdikleri ilim, din, kültür ve sanat adamları, mutasavvıf ve zahidleri ile değerlendirilen, "İslamiyet'in kubbeleri" anlamına gelen 3 şehir;

1-Ahlat:Bitlis’in ilçesidir 

2-Belh: Afganistan'da, 

3-Buhara Özbekistan'dadır

 (A.T.Kazgöl)