Son zamanlarda milli futbol takımımızın üst üste mağlubiyetler yaşaması, gözlerin milli futbol takımı antrenörüne çevrilmesine neden oldu.
Evet... Nasılki bir okulun sınıfında öğretmenin, öğrenciler üzerinde etkisi, eğiticiliği, öğreticiliği önemliyse, herhangi bir alanda veya bir spor dalında bir antrenörün önemi inkar edilemez.
Bizim ülkemizde şöyle bir kültür hakimdir. Bir futbol takımı antrenörü çalıştırdığı takım üst üste bir kaç yenilgi almışsa, o antrenörü postala gitsin.
Evet... Postala gitsin, peki ondan sonra ne olacak? Gelen gideni aratır.
Antrenör müdür sahada top koşturacak olan?
Antrenörü değiştirince sonuç değişecek mi? Buna kim garanti verebilir? Kaç tane antrenör değiştirildi ama sonuç değişmedi!
Bu mantıkla hareket edersek her yenilgiden sonra futbolcunun da değişmesi gerekir? Hep hata ve kusur antrenörde mi? Hiç futbolcuda kabahat yok mu?
Gerçekten, futbolcumuz yeterli şekilde çalışıyor mu? Kendisini geliştiriyor mu? Özel hayatına dikkat ediyor mu? Futbol karşılaşmalarında bireysel egoist oyun tarzını mı benimsiyor, yoksa kollektif oyun tarzını mı benimsiyor? Futbol işi aynı zamanda matematik işidir, mantık işidir, çeviklik işidir tüm bunlar değerlendiriliyor mu?
Önce felsefe ve zihniyetin değişmesi gerekir. Futbola bir meslek gözüyle mi bakılıyor, yoksa güzel bir para kazanma aracı olarak mı?
Tüm bunlar üzerinde düşünmek gerekir. Yoksa antrenörün elinde bir şırınga olup, bu şırıngayı futbolculara zerkedecek, futbolcularda galip gelecek, yok böyle bir şey.
Gelen gideni aratır. Yarın başka bir antrenör geldiğinde onun elinde sihirli bir değnek mi olacak? Yanılmıyorsam kusur tesbitinde hata yapılıyor!
"Futbol bir şiir gibidir, ruhun ve kalbinle yazarsın, ama ayaklarınla okursun". ( Chris castillo)
"Ben futboldan ayrı kaldığımda, ağzından emziği alınmış bir bebekten farkım kalmaz." (Gulit)
