Dostlarım: konumuz aslında adı Türk ancak gavur medyasının silahı ile vurulan gençlik.
Biliyorsunuz Hz Musa zamanında bütün sihirbazlar Hazreti Musa’ya karşı birleşerek sihir yapıyorlardı. Hz Musa da onların sergiledikleri bütün sihirlere karşılık elindeki asasını yere atıp yedi başlı ejderha’ya dönüştürüyordu.
Evet konu anlaşıldı sanırım dünya birleşmiş topyekün islâma ve Müslümanların kutsallarına saldırıyor buna karşı Hz Musa gibi olmalıyız.
Evet! 80 yıldır, Ülkemizde oynanan tiyatro, yazılan romanlar, çekilen film ve diziler genelde bu sektörde olan yapım ve seneryoların da işlenmek istenen bir yılan gibi zehir saçan düşmanca hedefleri İslam ve Müslüman gençliğin gözünden Yüce İslâm dinini ve onanmış olan o dinin temsilcileri olan hacı ve hocalarını bilerek ve kasıtlı bir şekilde ya sahtekar, üç kağıtcı gösterildiler yada hiç yer verilmedi. Bu zamana kadar çekilen film ve dizilerin hiç birinde kesinlikle İslâmın öğretisi ve emri olan ibadetlerini yapan düzgün karakterli insanlara yer verillğine şahit olmadık. Örneğin Namaz kılan, ibadetini yapan düzgün insanları hep alakalılar yada hiç bir şekilde yer verilmedi. Geçmişe şöyle bir bakarsak bütün sanatçıları, senaristleri, dizi çekimleri dublajcıları hep Ermeni ya da diğer dinlerin temsilcileri olan aktörlerden oluşmaktadır. Nedeni gâyet açık ve nettir: Yüce İslâm dinine hakaret ve ona inanları hakir ve aşağı üçkağıtçı düzenbaz göstermektir.
Mesala örnek vermeye kalkarsak, çok kişiler tarafından çok meşhur olarak kabul edilen Aşk-ı memnu roman kitabında olduğu gibi yine buna benzer kitaplardan uyarlanan film ve dizilerde de olduğu üzrere inanmış Türk toplumunun dinine diyanetine, örf ve adetlerine saldırının olduğunu açık ve net olarak şahit olmaktayız. Gerçek hedefi ve gayesi Türk geçliğini inancından uzaklaştırmak aynı zamanda aile yapısını, kültürünü kökünden kazımak vede bir dinamit gibi Türk aile yapısını bozacak dizi filmler çekilip izlettirerek yengesine kuzına komşusuna yan gözle bakan, harama helale riayet etmeyen başıboş özgür gençlik yetiştiren karakterlerini çok güzel oynayan, gençliği yoldan çıkaran sokak ve caddelerde buluşmayı gayet doğal kabul ettiren hatta sevişmeye aşk dedirttiler. İşte o kitabın adı aşkı memnu bu kitap Türkiye’de binlerce basıldı, içindeki konularla örnek aşınarak dizisi çekildi reytingler kırıldı. Milyonlara yasak bir ilişki işlendi ve sonuç Müslümanların çocuklarına Avrupa-ı özgürce bir yaşam tarzı özendirdiler.
Dostlarım! akşam ailenizle bir film izlemeye kalksanız da gerçekten izleyebiliyor musunuz?
İşte bu ve bunun gibi Türk aile yapısını bozan aile içi yan gözle birbirine bakmaları, genç kızların erkeklerine yan bakan mı dersiniz! gençlerin kızlı erkekli cafe barlarda buluşması sevişmesi normalmiş gibi kabul edilmesinin önü açıldı. Bu günümüzde gayet normalmiş gibi artık kabul görmektedir.
Kısa dönem yaşanan buluşmaların sonucunda yaşanılan aşklar neticesinde zinanın önü açılmış oldu.
Hani küçük serçenin bir şarkısı vardı Müslümanın Yahudisi olur mu?
Beyler Müslüman nasıl Yahudi gibi hissediyor gibi yaşar yaşarsa sonucu bu olur
İşte bu ve bunun gibi konusu belli olan Müslümanlığı ortadan kaldırmak ve Türk toplumunun yapısını kültürünü bozacak bütün film dizi ve bilerek düşmanca işlenen bütün seneryokarın tek hedefi vardı oda dinin, diyanetin, haram ve helal olgu olmadan bir yaşam tarzı bir toplum yapısı oluşturmak. Buna yönelik konuları işlemek sonuçta kendilerine benzeyen bir gençlik bir nesil yetiştirmek böylece o ülkeyi ele geçirmek,ihasa etmek çünkü onlar için çok kolay olacaktı ve bunda başardılar.
Ne zaman evimizin içine Çanak antenler girdi, 80 yıldır bu evimizin içine giren TV’lerin yayınları neticesinde tahribatların önü arkası kesilmedi. Her gün Türk kültürü örfü adeti gençliği, onların bu akıttıkları zehir ve bombardımakarın etkisiyle İşte bu ortamda büyüyen genç nesiller; içki, kumar, zina, eroin, esrar gibi dinen yasak olan şeyleri normalmiş gibi göstererek âdeta Allah’a ve onun emir ve yasaklarına meydan okuyan bir gençlik türedi. Bunun neticesinde gençlik; ölünce ışıklı bir mekanda eğlencesine devam edeceğini zanneden, cehennemi tamamen devre dışı bırakan nesil bir gençlik kimleri örnek aldı dersiniz!
Dizi ve filmlerdeki oynayan oyuncuları kendine âdeta idol kabul ettiler ve böylece gençlik elden gitti. Geçmişinden, dininden, diyanetinden ömründen, adetinden koparılmış oldu.
Peki bu suç kimin sayılır?
Bizler kendimizi muhafazakar bir aile yapısına inanarak ve ona bürünerek çocuklarımızı bugünki gençlerin örnek aldığım idol kabul ettikleri okullar olan; tiyatro, sinema gastecilik balerin gibi bölümlere göndermedik bu alan boş kaldı bu alanı onlar doldurdular bu vebal çok büyük bunun vebalini elbetteki bizler bugün çok ağır bir şekilde ödüyoruz.
Dostlarım! Biz bu ve bunun gibi şeyleri basite almayalım kız olsun erkek olsun çocuklarımızı bu alanlara yönlendirelim bu boşluğu bizler de kapatmaya çalışalım. Bakar mısınız bir bizim yavrumuz milli takımda bize uğur yaşatmış dünyada istiklal marşımız okutmuş başarı elde etmiş ve açtığı pankartta Osmanlı’nın son sultanı Abdulhamid’i ona Türk düşmanı kabul ettirmişler. Bu yavrumuz geçmişine tarihini sağlam kaynaklardan okuyup öğrenseydi böyle kameraların önüne geçip dünyanın ondan beklediği bu talihsiz açıklamayı yapabilir miydi?
Bakar mısınız adı milli takım kendisi milli takım oyuncusudur, demekki milliliğin ve manevi değerlerin ne olduğunu bu yavrumuz bilmeyerek bizleri üzmüş olsada bu suç onun değildir, asıl suçlu bizleriz.
Öyleyse 80 yıldır tarihine, din ve diyanetine, örf ve adetiletine düşmanlık eden çekilen her film-dizi ile dini kavramların hiç olmadığı senaryolara maruz kalan nesillerin günümüzde nasıl yetişdiklerini düşünebiliyor muyuz?
İşte günümüzün genç nesilleri geçler bizim olması bizim de, ancak! Bize değil onlara benzeyen, onların kendilerine benzettikleri ve yetiştikleri gençlik.
Bu gençlik durup dururken bozulmadı. İnce ince gençlerin beyinleri işlendi. Böylesine imanlı gençlik e ihmal edildi sonuçta.
Kazanılan başarının arkasından Allah’a dua ve teşekkür yerine şampanya patlatarak kutluyoruz. Bir asırlık nesli dinden, imandan işte bu şekilde uzaklaştırmayı başardılar ve kendilerine benzettiler.
Aziz dostlarım! Düşman bu imanlı ve ihlaslı gençliği Çanakkale'de bütün dünya biraraya geldi, tankla topla yenemedi. Çanakkeleye giremedi, Çanakkale geçilmez dedirtti ancak! Evlerimize Çanak Antenle girdiler o imanlı ve ihlaslı gençliği bugün nasıl bitirdiklerine şahit oluyoruz.
En son mikropları ise dokunmatik telefonlar sayesinde geçtik ailelerinden uzaklaştı tamamen kontrolü mümkün olmayan zararlı zarardız sosyal medya bağımlısı haline geldi Allah sonumuzu hayr eylesin..
