Peygamberimiz (SAV) bir hadislerinde şöyle buyuruyor:
"Kulun kıyamet gününde ilk hesaba çekileceği amel namazıdır. Eğer namazı güzel ve düzgünse, şüphesiz o kul kurtulmuş ve muvaffak olmuştur. Eğer namazı işe yaramaz ve bozuksa, o kişi kaybetmiş ve hüsrana uğramıştır. Farz namazda bir eksiklik görülürse, Allah Teala:
"Bakın, kulumun nafile ibadetlerden farzdaki eksikliğini dolduracak bir şey var mı?" buyuracaktır.
Sair amellerinin durumu da böyle olacaktır. (Tırmizi, Salat, 188)
Mübarek Ramazan ayında, akşama kadar oruç tutup, namaz kılmadan aç kalanlara duyurulur. Yüce Allah'ın sizin aç kalmanıza ihtiyacı yoktur. İslam'da bir bütündür. Bir kısmını yapsam, bir kısmını da yapmasam dini değildir. O nedenle "ben Elhamdülillah Müslümanım" diyen insan dininin bütün emir ve yasaklarını yapmak zorundadır.
Çoğu zaman "dinde zorlama yoktur" derler ya; dinde hangi dini seçeceğiniz konusunda zorlama yoktur. Kişi istediği dini seçmekte hür ve serbesttir. Hatta seçmemekte de özgürdür. Bu gün pek çok akımlar vardır ve kimse size hangi akımın rüzgarına kapıldınız diyemez. Deist, Ateist, Putperest, Ateşperest, Totemist, Şamanist, Hristiyan, Yahudi ve Budist vs olabilirsizin. Bu sizin en temel hakkınızdır.
Hangisini seçerseniz seçin ama o inancı seçtiğiniz anda onun kaide ve kurallarına uymak mecburiyetindesiniz. İşte buradan itibaren bir zorlama vardır. Ben istediğim inancı seçer ve onun kurallarından istediğime uyar, işime gelmeyene uymam deme lüksünüz yoktur. Aksi durumda siz gerçek anlamıyla onun inancın mensubu olamazsınız.
İslam dini koyduğu kaide ve kurallarla bir manzumeler bütünüdür. Ve ben Müslümanın dediğiniz anda bütün bunlardan mesül olursunuz. Yaptıklarınızın da yapmadıklarınızın da bir karşılığı vardır. Yapmanız gerekirken yapmadıklarınızın, yapmamanız gerekirken yaptıklarınızın hesabını vermek durumundazınız.
Ben namaz kılmam ama orucumu tutarım, namazımı kılarım ama orucumu tutmam deme hak ve selahiyetiniz yoktur. Olursa ne olur; eğer inanıyorsanız çok ağır bir hesabı olur. Hele dinin direği olan namazı ihmal etmek sizin dindarlığınızı tartışmalı hale getirir. Hem Müslüman olacaksınız hemde dininizin direğini ihmal edeceksiz. Peki siz direksiz binayı nasıl ayakta tutacaksınız?
Münafıklığın alemetlerini hepimiz biliyoruz. Bunlardan birincisi münafık verdiği sözde durmaz, ikincisi verilen emanete ihanet eder ve üçüncüsü konuştuğu zaman yalan söyler. Peki biz Müslümanız dediğimizde Allah'a söz vermiş olmuyor muyuz? Verdiğimiz sözün karşılığı bütün sorumlulukları kabul etmiş olmuyor muyuz? Bize emnate edilen ibadetleri yerine getirmediğimiz de ne oluyor ve bize ibadetlerinizi yaptınız mı? Haram ve helale dikkat etiniz mi diye sorulduğunda ne diyeceğiz.
Meseleyi burda kapatıyorum. Başka da sözüm yok.
