Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Tevrat İŞLEYEN


NE EKERSEN

NE EKERSEN


Biz insanlar, kâinatın en mükemmel varlığı olarak yaratılmış ve yeryüzüne halife kılınmış, her türlü nimetler emrimize sunulmuş en şerefli varlıklarız. Yaratılış amacımız ise sadece Allah’ü Tealâ’ya kulluktur. Peygamberler ise insanlığa bu hakikati tebliğ için gönderilmiş, kitaplar, bu gerçeği açıklamak için indirilmiş, yerdeki ve gökteki her şey insanoğlunun emrine bu hakikati anlamak için verilmiştir.

Bizler; başka yaratılmışlara nasip olmayan aklımız sayesinde şunu kesinlikle bilmeliyiz ki, dünya bir imtihan yeridir. Her insan günbegün imtihan edilmektedir. Nitekim Yüce Allah bir ayeti kerimede mealen “Biliniz ki, mallarınız ve canlarınız sizin için bir imtihandır. Allah katında ise, sabredenlere büyük mükâfat vardır.” Buyurulmaktadır.

 Dünya, insan için bir köprü mesabesindedir. Bu köprünün evveli beşik, sonu ise mezardır. Ondan sonra ebedi bir hayat başlamaktadır. İnsanoğlu dünyaya geldiğinde beyaz bir kundağa, giderken de beyaz bir kefene sarılır. Her insan istese de istemese de ebediyete doğru yol alan yolcudur. Bu ebediyet için hazırlığımızı burada yapmak zorunda olduğumuzu, bu hazırlığın nasıl yapılacağını Rabbimiz Kur’an’ında, Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) de sünnetinde haber vermiştir.

Yine Rabbimiz Allah: “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Elbette ahiret yurdu, takva sahipleri için daha hayırlıdır. Hala aklınız başınıza gelmeyecek mi?”  “Ey kavmim, bu dünya hayatı geçici bir faydalanmadan ibarettir. Ahiret ise, devamlı olarak durulacak yerdir.” Anlamındaki ayet mealleriyle bizlere dünya hayatının gelip geçici, ahiret hayatının ise kalıcı olduğunu bildirmiştir.

Değerli okurlarım o halde bu fani dünya bizi aldatmasın. Allah’a karşı kulluk vazifelerimizi unutturmasın. Bizi, çoluk çocuğumuzu yüce dinimiz İslâm’dan uzaklaştırmasın. Allah ve peygamber sevgisini, Kur’an nurunu gönüllerimizden çıkarmasın. Süratle yok olmaya giden bir dünyanın geçici zevk ve sefası, bizi ebedi nimetlerden mahrum etmesin.

Bir başka deyişle atalarımızdan bize intikal eden  “Ne ekersen onu biçersin ” sözü insanların karşısındakilere nasıl davranması gerektiğini ve bu davranışlarının bir şekilde karşılık bulacağı anlamına gelir. İnsan çevresine her zaman iyilik etmeli ve  herkese güler yüzlü davranmalı ki, çevresindeki insanlar ona aynı şekilde davransın.

 Bir insan sürekli kötülük yapma peşinde ise fırsat buldukça insanlara zarar veriyorsa etrafındaki insanlar da ona elbette kucaklarını açıp güler yüzle bakmayacaklardır. Bu yüzden insanların bize nasıl davranmalarını bekliyorsak,  öncelikle biz onlara o şekilde davranmalıyız. Tıpkı bir çiftçinin tohum ektiği gibi biz de yaptığımız iyiliklerle etrafa sevgi tohumları serpmeliyiz. Biz hiç imtina etmeden bu hasletleri yapmalıyız ki, insanlar da bize sevgi ile yaklaşsın.  Malum; vermeden almak sadece Allah’a has bir olgudur.  Biz;  hiçbir şey yapmadan insanların bize iyilik yapmasını beklersek büyük bir hayal kırıklığına uğrarız.

    Unutmayalım ki, bu dünya ahretin tarlasıdır. Ne ekersek  onu biçeceğiz.