Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Levent AKTAŞ


NORMALE Mİ DÖNÜYORUZ?

NORMALE Mİ DÖNÜYORUZ?


Tüm dünyayı ve ülkemizi kasıp kavuran, hepimizi eve hapseden, işimizden gücümüzden olduğumuz Covid-19 virüsünden kurtulabileceğimizin işaretleri yavaş yavaş gelmeye başladı.

Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, eylül ayı başında toplumsal bağışıklığa ulaşılabileceğimizi söyledi.

İlhan, "Dışarıda fiziksel mesafeye dikkat ederek, belki çok rahat yerlerde maske de kullanmayarak, aşımızı da olduğumuz takdirde güz dönemi başında daha normale döneceğimizi söylemek mümkün" dedi.

Bu sevindirici detay öncesi, artık eskisi kadar vaka sayılarındaki artış ve ölümlerle ilgili de tüm haber mecralarında çok fazla haber yapılmıyor.

O kepçelerle açılan mezar görüntüleri, hastanelerdeki artış ve yoğunluktan söz edilmemesi, insanların aşıya karşı duyarlı oluşu da ayrıca sevindirici…

İnşaallah, bu savaşı hep beraber biz kazanacağız. Tabii yine maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyarak!..

Koronavirüs ile mücadelede Türkiye'de iyi noktaya geldiğimizi düşünüyorum. Vefat sayısının vaka sayısına oranla hızlı düşmediğine de, ayrıca vurgu yapmak isterim. Buradaki iyiye gidiş içinde vatandaşların bireysel önlemlere uyması ve artık giderek yaş ve meslek gruplarına göre açılan aşılarda bir an önce insanların aşısını olması da çok fazla önem arz ediyor.

Son günlerde Bilim Kurulu üyeleri tarafından yapılan açıklamalarda, birinci doz aşısını olan 20 milyon kadar kişinin bulunduğunu ve böylelikle üst üste koyduğumuzda aslında hızlı bir şekilde toplumsal bağışıklığa doğru yol aldığımız belirtiliyor. Sırası gelen vatandaşların aşı olması ve kurallara uyması ile beraber eşit hızla ancak normal yaşama doğru yol alabileceğimizi de söylemek mümkün. Her şey yolunda giderse toplumun yüzde 60'ının bağışık ya da bir başka ifade ile aşılanmış olması günlük yaşama dönmek için uygun gibi görünüyor.

Günlük aşılama kapasitesinin çok yüksek olduğunu da belirten Uzmanlar, mücadelenin en büyük bileşenlerinden biri temiz havada olmak. Hazır böyle bir temiz hava avantajı varken, dışarıda fiziksel mesafeye dikkat ederek, belki çok rahat yerlerde maske de kullanmayarak, aşımızı da olduğumuz takdirde güz dönemi başında daha normale döneceğimizi söylemek mümkün. Toplumsal bağışıklık olduğu durumda belli bir rakama elbette ulaşacağız; ama koronavirüs dünyada veya Türkiye'de bitmeden hepimizin bire bir günlük yaşama döneceğini söylemek pek de doğru olmaz, diye düşünmemiz gerekir.

Güz döneminde belli bir seviyeye geldiğimizde belki şöyle olması gerekebilir. Günlük hayatta dışarıda yürüyoruz, fiziksel mesafeye uyuyoruz, maske takmamız gerekmeyebilir; ama bunun yanında toplu taşımaya bindiğimizde, uçağa bindiğimizde, kalabalık bir yere gittiğimizde belki bir süre daha cebimizde maskeyi taşıyarak, riskli yerlerde maske takarak, fiziksel mesafeye uyarak, aşımızı olmak koşuluyla hayatımıza devam edeceğiz. Toplumsal bağışıklık oluştuktan sonra 'çok riskli yerler' diyebileceğimiz kalabalık toplu taşıma, kalabalık AVM, sinema salonları gibi yerlerde en azından riskli insanlar için riskli yerlerde maske takmak söz konusu olabilir; ama onun dışında daha rahat zamanları yaşayabileceğimize inanıyorum.

Herkese sağlıklı ve koronovirüssüz bir yaşamın gerçekleşeceği güzel günler diliyorum.