Hannover... Burası sadece bir üniversite şehri değil, aynı zamanda hayatımın en dönüştürücü yıllarına ev sahipliği yapan yeşil, sakin ve düzenli bir dünya idi. Sabahın erken saatlerinde, henüz gri ve nemli hava tamamen dağılmamışken, o tanıdık üniversite yoluna düşen yüzlerce gençten biriydim.
Kitapların Soğuk Kokusunu Taşıyan Öğrenci
İşte o an, bir öğrenci figürü canlanırdı gözümde: Paltosunun yakasını rüzgâra karşı kaldırmış, derin düşüncelere dalmış bir genç. Kolunun altında, adeta bir zırh gibi taşıdığı, ciltleri kalın ve sayfaları sararmış üç beş kitap… Kütüphanelerin ve kafein kokusunun sindiği o kitaplar, sadece bilgi değil, aynı zamanda sabır, merak ve gelecek hayallerinin de ağırlığını taşırdı.
Bu öğrencinin adımları, sadece dersliklere değil, aynı zamanda Hannover’in tarihi Pflasterstein (kaldırım taşları) üzerinde atılırdı. Başını kaldırdığında, gözleri bazen tarihi binaların karmaşık Gotik detaylarında, bazen de bir sonraki sınavın zorlu denkleminde takılı kalırdı. Soğuk havada ellerini ısıtmak için kitapları göğsüne daha da bastırırdı; sanki en büyük dayanağı, o mürekkepli sayfalardı. Bu öğrenci, Hannover’in ruhunu taşıyan, bir yandan bilimin disiplinini öğrenirken bir yandan da şehrin sessiz güzelliğiyle olgunlaşan herkesin portresiydi.
Hannover'in Yeşil Kalbi ve Barok Güzelliği
Hannover, bir Kuzey Almanya şehri olarak gri bir imaja sahip olsa da, aslında kocaman bir yeşil kalbe sahiptir. Şehrin en büyük cazibesi, doğa ile mimarinin mükemmel uyumudur.
Herrenhäuser Gärten: Burası, Barok mimarinin ve peyzaj sanatının Avrupa’daki en çarpıcı örneklerinden biridir. Kusursuzca budanmış çitler, fıskiyelerle süslü havuzlar ve altın yaldızlı heykellerin sıralandığı bu muhteşem bahçeler, ders kitaplarının yorgunluğunu unutturan, adeta masalsı bir kaçış noktasıydı. Özellikle yaz aylarında, buradaki açık hava etkinlikleri ve konserler, akademik hayatın stresini alan canlı birer nefestir.
Maschsee Gölü: Şehrin güneyinde yer alan bu yapay göl, Hannover'in dinlenme merkezidir. Koşucular, bisikletçiler ve yelkenliler için mükemmel bir sığınak olan Maschsee, özellikle gün batımında binaların ve gökyüzünün yansımasıyla sunduğu huzur dolu manzarayla bilinir. Kitapları bir kenara bırakıp göl kenarında yapılan yürüyüşler, en karmaşık teorileri bile zihinde berraklaştırırdı.
Eilenriede Ormanı: Şehir merkezine o kadar yakındır ki, dünyanın en büyük şehir içi ormanlarından biri olarak kabul edilir. Bisiklet yolları, patikaları ve yemyeşil ağaçlarıyla Eilenriede, Hannover’in ciğerleridir. Üniversite kampüsüne yakınlığı sayesinde, hızlı bir doğa molası almak veya ders çalışmak için sessiz bir köşe bulmak da mümkündü.
Yeni Belediye Binası (Neues Rathaus): Maschpark’ın kenarında, bir masal şatosu gibi yükselen bu heybetli yapı, şehrin siluetini süsler. İçindeki eğimli asansörle ulaşılan kubbesi, tüm Hannover'e tepeden bakma şansı verir. Gerek Gotik tarzı mimarisi, gerekse önündeki göletle oluşturduğu estetik, Hannover’in tarihi zenginliğini modern hayatla buluşturan en güzel sembolüdür.
Bu güzel şanslı günleri bana yaşatma fırsatı veren Allahıma şükürler olsun.
